Yeni yatırım modeli: “Etki yatırımı”
“Etki yatırımı” (Impact Investing) kavramı ilk duyulduğunda çok fazla anlam ifade etmese de, trilyonlarca dolarlık bir pazarı temsil ediyor. Özellikle son bir sene içinde daha çok hayatımıza giren ve önümüzdeki dönemde fazlaca duyacağımız etki yatırımları kalkınma alanında giderek önem kazanan bir kavram haline geldi. Peki, nedir bu etki yatırımı?
Etki yatırımları, sadece kâr amaçlı olarak yapılan değil, finansal kaynakları aynı zamanda çevresel ve sosyal değer yaratma amacıyla da kullanan yatırımlar. Bu yatırımlar, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde (SDG) belirlenen sosyal sorunların azaltılmasına, öncelikli ihtiyaçların sağlanmasına yönelik projelere gerekli fonlamayı yapıyor. Kadın ve gençleri istihdama kazandırıcı yatırımlar, KOBİleri değer zincirlerine dâhil eden projeler ve yenilenebilir enerji yatırımları etki yatırımlarına örnek olarak verilebilir.
Etki yatırımlarının her geçen gün yaygınlaştığını ve hem özel sektörün hem de uluslararası kurumların bu konuya olan ilgisinin önemli seviyeye ulaştığını görüyoruz. Nitekim etki yatırımlarının değerini gören büyük fonlar, Küresel Etki Yatırımları (Global Impact Iınvesting Network) ve Sorumlu Yatırım Prensipleri (Principles for Responsible Investment) gibi oluşumlar meydana getirerek etki yatırımlarını hızlandırmak için vaatlerde bulunuyorlar. Uluslararası Finans Kuruluşu’nun (IFC) yayınladığı ve Türkçe’ye şu şekilde çevirebildiğim “Etki Yaratmak: Gelecek Vaat Eden Etki Yatırım” (Creating Impact: The Promise of Impact Investing) isimli rapor etki yatırımlarının pazar potansiyelini ortaya koyuyor. İlgili çalışmada, şu anda kurumların ve hane halkalarının elinde bulundurduğu potansiyel yatırımlar için 269 trilyon dolarlık bir varlık mevcut. Peki, bu rakamın ne kadarı “etki yatırımlarına” gidecek?
Sorumlu Yatırım Prensipler Kuruluşu üyeleri, 2017 rakamlarına göre 1,3 trilyon dolarlık etki yatırımı gerçekleştirmiş. Global Impact Investing Network’un (GIIN) 2018 yılında yaptığı bir araştırma etki yatırımlarının sektör kırılımını bize sağlıyor. Etki yatırımların %19’u finansal hizmetlere, %14’ü enerji sektörüne, %9’u mikrofinansa, %8’i konuta, %6’sı yiyecek ve tarıma, %5’i altyapıya ve yine %5’i sağlık sektörüne yönelmiş. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) yaptığı hesaplamalar, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi için 2015 ile 2030 yılları arasında yıllık 5 ila 7 trilyon dolarlık etki yatırımı yapılması gerektiğine işaret ediyor. Bu rakamlar bize etki yatırımları için oturmuş bir piyasanın önümüzdeki günlerde daha çok konuşulacağını gösteriyor.
IFC raporunda, hisse ve borç senetlerinden oluşan halka açık piyasalarda yatırımcı iştahının 21 trilyon dolara kadar çıktığı belirtiliyor. 5 trilyon dolarlık ek bir finansmanın da özel sermaye fonu, özel sektör borçlanması ve risk sermayesinden gelmesi öngörülüyor. Tabii şunu unutmamak gerekir ki, bu iştahın fiili yatırımlara dönüştürülebilmesi adına yeni etki yatırım fırsatlarının yaratılması kritik. Ek olarak, yine potansiyel yatırımlar için finansal kazançları ve yaratılan etkileri izlenebilir kılacak araçların geliştirilmesi de ayrıca çalışılması gereken alanlardan. Etki yatırımlarındaki bu yükselişi en yakın zamanda Türk özel sektörünün de fark edeceğini ve gerekli yatırım hamlelerini yapmaya başlayacağını tahmin ediyorum.
Kaynaklar
IFC, Creating Impact: The Promise of Impact Investing, Nisan 2019
Global Impact Investing Network (GIIN), 2018 yılı YılI Etkin Yatırımcı Anketi
You May Also Be Interested In



