search

Kentler İklim Krizi Bağlantılı Risklerin Ön Saflarında Yer Alıyor

31 Ekim Pazar günü 26. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP26) başladı. Bugünlerde gündemin ön sıralarında yer alan organizasyon, 2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması'ndan bu yana ülkelere iklim taahhütlerini gözden geçirmeleri ve ulusal iklim hedeflerini yükseltmeleri bakımından en kapsamlı ortamı sunması sebebiyle ayrı bir önem taşıyor. Yapılan araştırmalar ve analizler, ne yazık ki nerdeyse bütün ülkelerin küresel ısınmayı 1,5 ⁰C'nin altında tutma hedefini gerçekleştirme yolunda bir hayli hızlanması gerektiğini ortaya koyuyor. Yakın tarihte yayınlanan BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) raporu da, söz konusu hedefin ulaşılmasının bu yüzyılda bir hayli zor olduğunu ortaya koydu.¹

BM’nin hesaplamalarına göre, dünya nüfusunun %55’inin yaşadığı ve küresel hasılanın %80’inin üretildiği kentlere iklim krizi ile mücadelede ayrı önem atfediliyor. BM yine günümüzde toplam sera gazı emisyonlarının %70’sinin sorumlusunun kentler olduğunu söylüyor. Kentler bir yandan iklim krizini yaratan ana aktörlerden biriyken, diğer yandan da iklim değişikliğinin getireceği sonuçlara en çok maruz kalan yerleşim yerlerinden. Hava kirliliği, trafik sıkışıklığı ve atık yönetiminin yetersizliği bunun başlıca sebepleri. Ayrıca, şehirlerde her geçen gün artan enerji talebinin yanında afet ve iklim şokları sonucu artan kırılganlıklar da kritik seviyeye gelmiş durumda.

BM, 2018 yılında tüm dünyada kırsal alanlarda yaşayan nüfusun (3,1 milyar) iki katından daha fazlasının (6,7 milyar) 2050 yılında kentlerde yaşayacağı tahmin ediyor. Başka bir deyişle 2050 yılında dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlası kentlerde barınacak. Kentlerdeki nüfusun bu kadar hızlı artması, önümüzdeki dönemde iklim riskine karşı dayanıklılığı geliştirecek altyapı ve doğal sermaye yatırımları ihtiyacını şüphesiz ki daha acil hale getiriyor.

Hava kalitesi, döngüsel ekonomi, yeşil binalar gibi alanlara yapılacak yatırımlar sadece kentlerdeki hayat kalitesine değil, bu kentlerin bir cazibe merkezi haline gelmesine katkı sağlaması sonucu firmaları ve beceriyi çekerek kentlerin rekabetçiliğine de katkı sağlayacaktır. Zira iklim odaklı kentsel yatırımın potansiyeli düşünüldüğünde, kentlerdeki yatırım algısını değiştirmesi bakımından özel sektörün varlığı bir hayli önemli. Uluslararası Finans Kurumu’nun (IFC) çalışması, yenilenebilir enerji, toplu taşıma, iklim dostu su sistemleri, elektrikli arabalar ve yeşil binaların gelişmekte olan ülkelerdeki kentlere 29,4 trilyon dolarlık fırsat yaratacağını ortaya koymuş.² Ancak bu büyük potansiyele rağmen, kentler hâlâ iklim dostu yatırım ihtiyacını karşılayacak finansmana yeteri kadar erişemiyor. Kentler İklim Finansı Liderlik İttifakı (Cities Climate Finance Leadership Alliance, CCFLA) küresel kent altyapı yatırımları için yıllık 4,5 ila 5,4 trilyon dolar arasında bir ihtiyaç olduğunu, fakat yıllık finansmanın sadece 2,5 ila 3 trilyon dolar arasında sağlandığını kaydediyor.³ Gelişmekte olan ülkelerde yer alan şehirlerin borçlanma kabiliyetleri de daha sınırlı. Gelişmekte olan ülkelerde yer alan en büyük 500 şehirden sadece %5’i uluslararası sermaye piyasalarında kredi notuna sahipken, yerel piyasalarda bu oran yalnızca %20’ye yükseliyor.⁴

Paris Anlaşması hedeflerine katkıda bulunma çabalarının yanı sıra ülkelerin kalkınma hedeflerini desteklemek adına kentlerin iklim dostu altyapı yatırımlarını hızlandırmasını engelleyen sistematik zorlukların üzerine daha kararlı gidilmesi iklim ile mücadelede öncelikli odaklanılması gereken alanlardan. Başta uluslararası kalkınma bankaları olmak üzere fon sağlayıcıların da bu yatırım ihtiyacını karşılamada gerekli finansman mekanizmalarını çoğaltması önümüzdeki dönemde kentlerin iklime karşı kırılganlıklarını azaltmasında başrol oynayacak.


(1) IPCC, 6. Değerlendirme Özet Raporu, Ağustos 2021

(2) IFC, Kentlerde İklim Yatırım Fırsatları, 2017

(3) CCFLA, Kentlerin İklim Finansmanı Durumu, Haziran 2021

(4) Dünya Bankası, Kent Kredibilite Girişimi: Belediye Finansmanı Ortaklığı, 2018