Geleceğin Geldiği Noktada Yetenek Yönetimi
Dünya tarihini değiştiren bir dönemden geçtik. Pandemi, iş dünyasının tüm dinamiklerini değiştirirken, çalışanların beklentilerini ve bakış açılarını da değiştirdi. Uzaktan çalışma sistemine neredeyse bir gecede geçen iş dünyasında, insanın verimliliği, dayanıklılığı ve esenliği, kurumsal kültürün önemli göstergesi oldu. Aynı çatı altında iken bile yeterince karmaşık olan iletişim, takdir, motivasyon, liderlik, bağlılık gibi kavramların uzaktan çalışma sisteminde çok daha titizlikle yönetilmesi gerekti. Bundan birkaç yıl önce okuduğumuz, konuştuğumuz ve tartıştığımız “geleceğin iş dünyası”na hızlı bir yolculuk yaptık.
Peki bu dünyada kurumları ve çalışanları neler bekliyor?
Kurulduğu günden beri TSKB’nin odağında olan sürdürülebilirlik sadece İK değil çalışan gündemine nasıl girdi?
Hibrit sistem kalıcı
Deloitte Türkiye ve Workflex iş birliği ile gerçekleştirilen Karma İş Gücüne Geçiş Hazırlık Araştırması raporuna göre, Türkiye’deki her üç kurumdan neredeyse ikisi karma iş gücü modeline geçmiş görünüyor. Araştırmaya katılan her 10 katılımcıdan 9’u ise iş gücü dönüşümünü gündemine almış durumda.
PwC Türkiye’nin, çalışanların gelecek beklentilerine, korkularına ve iş yaşamıyla ilgili fikirlerine ışık tutan Geleceğin Çalışma Hayatına Dair Umutlar ve Endişeler Araştırması’na göre; çalışanların yüzde 87’lik büyük bir bölümü karma (hibrit) çalışma modeli istiyor. Bu oran küresel araştırma sonuçlarında %72. Araştırma sonuçlarında, evden çalışmanın kadın ve erkekleri farklı etkilemesi de dikkat çekiyor. Sonuçlara göre; kadın çalışanlar, tamamen sanal çalışmayı daha fazla tercih ediyor.
Beceri geliştirme ve hatta yeni beceriler edinme
Aynı çalışmaya göre, Türkiye’deki çalışanlar gelişmelere ayak uydurmak ve iş yaşamına devam edebilmek için yeni beceriler kazanmaları gerektiğini düşünüyor. Ülkemizde çalışanların yüzde 48’i pandemi sürecinde dijital becerilerini geliştirirken; yüzde 89’luk kesim ise gelecekte de çalışabilir durumda olmak için yeni beceriler öğrenmeye veya yeniden eğitim almaya hazır olduğunu söylüyor. Küresel araştırmada ise bu oran yüzde 77.
Boston Consulting Group tarafından yayınlanan, Creating People Advantage (İnsan Avantajı Yaratmak) araştırması da benzer sonuçlara işaret ediyor.
· Kalifiye çalışanların yüzde 20'sinin mevcut işlerinden memnun olsa bile, yeni iş aramaları
· Beyaz yaka çalışanların yüzde 68'inin yeni bir role geçiş için sıfırdan eğitim almaya istekli olmaları
· Tüm çalışanların yüzde 76'sının nerede ve ne zaman çalışacakları konusunda esneklik bekliyor olmaları
Sürdürülebilirlik çalışanın da gündeminde
Pandemi ve süresinde ortaya çıkan çalışan eğilimlerinin kuşkusuz en önemlisi sürdürülebilirlik kavramı ile ilgili oldu. İklim değişikliği yeni nesil çalışanların özellikle ilgilendiği bir konu. Deloitte tarafından yayınlanan 2022 Y ve Z Kuşağı Araştırması’na göre Z ve Y kuşakları dünyanın iklim değişikliği konusunda kritik bir eşikte olduğunu düşünüyor. Neredeyse tümü (yüzde 90) çevreye olan kişisel etkilerini azaltmak için çaba sarf ediyor ve işverenlerinin de iklim değişikliği konusunda harekete geçmelerini sağlamaya çalışıyorlar. İşverenlerinin bu konuda ciddi olduğunu düşünenlerin oranı ise Z kuşağında yüzde 18, Y kuşağı katılımcılar arasında ise sadece %16.
Türkiye’deki çalışan Z ve Y kuşağı katılımcılara göre şirketlerinin iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olmada daha fazla kaynak ayırması gereken alanlar:
· Sürdürülebilirlik odaklı çalışan yardımları (Z kuşağının %17’si, Y kuşağının %12’si)
· Çalışma/ofis alanlarında tek kullanımlık plastik ürünlerin yasaklanması
· (Z kuşağının %13’ü, Y kuşağının %13’ü)
· Daha iyi çevresel seçimler yapmaları konusunda çalışanlara teşvik sağlanması (Z kuşağının %13’ü, Y kuşağının %10’u)
· Ofis alanlarının daha yeşil olacak şekilde yenilenmesi (Z kuşağının %12’si, Y kuşağının %11’i)
· İş seyahatlerinin azaltılması (Z kuşağının %12’si, Y kuşağının %7’si)
Değişimin lokomotifiyiz
Sürdürülebilirlik konusunda sadece iklim örneklemesi yaptık ama meselenin hepimizin bildiği gibi birçok boyutu var. TSKB kurulduğu günden bugüne Türkiye’nin yeşil ve kapsayıcı dönüşümü için çözüm üretiyor. Bunu sadece hizmet verdiğimiz kurumlar için değil, çalışanlarımız, tedarikçilerimiz ve tüm paydaşlarımızı kapsayan ekosistemimiz için de yapıyoruz. Genetik kodlarında sürdürülebilirlik olan bir kurum olarak bugün, çalışanlarımızın değişen beklentilerine ve ihtiyaçlarına odaklanırken, aynı zamanda kurumsal kültürümüzün gücüyle rol model olmaya da odaklanıyoruz.