search
Can Hakyemez
Can Hakyemez
Diğer Yazıları

Su Tüketimi, Elektrik Üretimindeki Yeşil Dönüşüm ile Azalacak

22 Mart Dünya Su Günü olarak kutlanıyor ve etkinlikler düzenleniyor. 1993 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen 22 Mart Dünya Su Günü, artan su krizinin, sosyal ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğini tehdit eden bir nitelik taşıdığını vurguluyor. BM, 2021 Dünya Su Günü'nün temasını “Suya Değer Vermek” olarak belirledi.¹ Suya verilen değerin fiyatından çok daha fazla olması konusu, son senelerde gittikçe daha çok önümüze çıkıyor. 22 Mart tarihinde düzenlenen etkinliklere bu gözle bakılması ve suyun hayatımızdaki anlamı üzerine daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor.

Günümüzde su; artan nüfus, tarım ve sanayinin büyüyen talepleri ve iklim değişikliğinin kötüleşen etkileri nedeniyle tehdit altında. Sektörel su kullanımında tarım sektörü en büyük paydaş iken, sanayinin alt sektörleri arasında ele alınan enerji ise ikinci sırada yer alıyor. Küresel düzeyde kullanılabilir suyun %70’e yakını tarım sektöründe, %20’ye yakını sanayide ve kalan %10 civarındaki miktarı da hanehalkı tarafından tüketiliyor.

Ben bu yazımda elektrik üretimindeki yeşil dönüşümün su kullanımı üzerindeki pozitif etkisinden kısaca bahsedeceğim. Tarımdan sonra en çok su tüketen sektör olarak bilinen enerji sektöründe su nerelerde kullanılıyor? Elektrik üretimi, fosil yakıtların üretimi ve rafine edilmesi, aydınlatma, soğutma ve ısınma gibi birçok başlık için su vazgeçilmez bir kaynak.

Elektrik üreten termik santraller, yapıları itibariyle soğutma ve proses için büyük miktarlarda suya ihtiyaç duyuyorlar, bu ihtiyaç da su kaynakları üzerindeki stresi artırıyor. 2017 yılında yapılan bir çalışmaya göre, Türkiye’de kömür santrallerinde gigavatsaat (GWh) başına tüketilen su miktarı teknoloji türüne göre 946 m³ ila 2.600 m³ arasında değişiyor.² Bu değer doğal gaz santralleri için 7,5 m³ ila 749 m³ arasında değişirken henüz Türkiye’de bulunmayan nükleer güç santralleri için 1.018 m³ ila 2.543 m³ arasında gerçekleşiyor.

İklim değişikliği ile mücadele kapsamında yeni bir anlayışın ipuçlarını sunan yeşil dönüşüm, tam da bu noktada önem kazanıyor. Yeşil dönüşüm kapsamında termik santrallerin elektrik üretimindeki payının düşürülmesi, rüzgâr ve güneş kaynaklı elektrik üretimine ağırlık verilmesi ön plana çıkıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerindeki su tüketimi termik santrallerin su tüketimi ile karşılaştırıldığında oldukça düşük kalıyor. Bu durum hem iklim değişikliğine karşı mücadelede hem de su tüketiminin azaltılmasında olumlu katkı sağlıyor. Diğer yandan, yeşil dönüşüm, sanayi tesislerinde kaynak kullanımını azaltmayı ve döngüsel ekonomiyi teşvik ediyor. Hem başlı başına bir kaynak olarak suyun hem de önemli su tüketimi/kullanımı ile üretilebilen elektriğin -üretim düzeyinden ödün vermeden- daha az kullanımı, yeşil dönüşümün öncelikli hedefleri arasında yer alıyor.

Sadece insanlar değil tüm canlılar için önemi yadsınamaz olan suyun daha verimli bir şekilde kullanılması, genel olarak su kaynaklarının sürdürülebilirliği ve güvenli biçimde yarınlara aktarılması açısından kritik bir başlık durumunda. Bundan dolayı 22 Mart Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilecek farkındalık faaliyetleri oldukça değerli, çünkü büyük dönüşümler genellikle mütevazı farkındalık adımlarıyla başlıyor. Suyun daha etkin bir şekilde yönetilmesi kapsamında tüm paydaşların birlikte çalışmaları gerektiği ise göz ardı etmememiz gereken bir başka konu. Bu bilinçle kutlanan 22 Mart Dünya Su Günü’nde işbirliği fırsatlarının artmasını ve kolektif çabaların güçlenmesini diliyorum.


(1)https://www.unwater.org/worldwaterday2021/

(2)https://www.e3s-conferences.org/articles/e3sconf/pdf/2017/10/e3sconf_asee2017_00039.pdf

Bunlar da İlginizi Çekebilir

news
Isınan Bir Dünyada İş Gücü
12.09.2024 — 3 dk. Okuma
news
Hava Kirliliği ve Afetler
30.09.2024 — 3 dk. Okuma
Diğer Blog Yazıları