Türkiye’de eğitimle artan kadın işgücü üretimde ne kadar rol alıyor?
TSKB Blog’da daha önce yayınlanan “Kadın işgücü “mektepliler” ile artıyor” başlıklı yazımda üniversite mezunu kadınların işgücü içinde artan öneminden bahsetmiştim. Bu yazımda ise Türkiye’deki kadınların işsizlik sorununu eğitim yönünden incelemeye çalışacağım. Türkiye, son yıllarda yaşadığı yüksek ekonomik büyümeye rağmen, işsizlik oranlarında hâlâ istenen seviyeleri yakalayamadı. Peki, kadın işsizliğinin seyri bu resimde nereye düşüyor?
Türkiye, kriz yılları dışında %10 seviyelerindeki işsizlik oranları ile yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Özellikle 2014 yılından sonra işsizlikteki hızlı yükselişin engellenemediği görülüyor. Son gelen makroekonomik veriler de işsiz sayısındaki yükselişin ivme kazanarak devam edeceğinin sinyalini veriyor. Kadınlarda durum daha da ciddi seviyede. 2017 yılında kadın işsizlik oranı kriz döneminde görülen rekor seviyeye yakın (%14,1) gerçekleşti. 2014’den bu yana toplam işsizlik oranı 1 yüzde puan yükselirken, kadın işsizlik oranı tam 2,2 yüzde puan artmış durumda.
Kadınlarda yaşanan işsizlik problemi eğitim seviyelerine göre değerlendirildiğinde, resim daha net ortaya çıkıyor. Kadınlarda en yüksek işsizlik oranının düz lise ve meslek lisesi mezunlarında olduğu anlaşılıyor. Bu gruba giren kadınlara iş fırsatları yaratma konusunda Türk işgücü piyasaları son yıllarda hiç de kötü bir performans göstermemiş aslında. Diğer taraftan ise, üniversite mezunu kadınlarda ciddi anlamda yükselen işsizlik oranı dikkat çekici. Şunu anlıyoruz ki, yüksek eğitimli kadın işgücü arzına, kamu ve özel sektör yeteri kadar iş sahası yaratamamış. Bunu Türkiye ekonomisinin dönüşümünün, kadın işgücü dönüşümünden daha yavaş gerçekleşmesine bağlayabiliriz.
İşgücü piyasalarında, özellikle kadınlar için “vasıf uyumsuzluğu” olduğu bir gerçek. Genç nüfustaki yükseköğretim mezunu kadınların işgücü ve işsizlik rakamları içindeki payının kayda değer seviyede artması bu çıkarımı destekliyor. Yükseköğretim görmüş genç kadınların (15-24 yaş arası), 2005’ten bu yana kendi yaş grubundaki işgücündeki payı %9,4’e yükselirken, işsizlikteki payı tam 2,3 katına çıkmış. Genç nüfusta görülen ne eğitimde ne istihdamda olanların (NEET) oranı da, eğitimli kadınlardan üretimde faydalanamadığımızı gösteren diğer bir veri. OECD ülkeleri arasında %24 ile en fazla NEET oranına sahip olan Türkiye’de, genç kadınlarda bu oran %37’ye çıkıyor. Yükseköğretim mezun kadınlar da ise NEET oranı %41.(1)
Toparlamak gerekirse, kadınlardaki işsizlik problemini en çok üniversite mezunu, yani nispeten nitelikli olanlar yaşıyor. Günümüzde dijitalleşme, teknoloji, 4. Sanayi Devrimi gibi kavramlarının iş yapış şekillerini beklediğimizden çok daha hızlı değiştirdiğini düşündüğümüzde, Türk ekonomisinin hedeflerine ulaşabilmesi adına nitelikli iş gücünden en üst seviyede yararlanması olmazsa olmaz gözüküyor. Emek piyasalarının eğitimli kadınlara iş olanağı yaratamama sebepleri hakkında çok detaylı çalışmaların, tartışmaların yapılmasının elzem olduğu açık.
(1)TÜİK, 15-24 yaş arası, 2017 yılı