ABD’de Yakın Dönemde Durgunluk Ne Kadar Olası?
ABD Merkez Bankası (FED) para politikasında sıkılaşma yönünde hareket ededursun, piyasalar uzun süredir faiz artırımlarının ne zaman ve hangi şartlarda sona ereceğini tartışıyor. Temel kaygı FED’in sıkılaşma stratejisinin ekonomiyi on yıl sonra yeniden durgunluğa doğru sürükleme ihtimali. Öyle ya, fazla ısınan bir ekonomide fiyat istikrarı şaşmasın derken merkez bankasının öngördüğünden daha sert bir iniş gerçekleşebilir. Pek çok ekonomist bir erken uyarı göstergesinin gerekliliği üzerinde hemfikir. Bu konuda ekonomistler bir yandan genel kabul görmüş bazı göstergelerin tutarlılığını tartışırken diğer taraftan da bazı alternatifler öne sürmekteler.
Bir durgunluk göstergesi olarak “getiri eğrisi”nin şeklinden ve hareketlerinden çıkarım yapmak ne kadar sağlıklı? FED tutanaklarında görebildiğimiz kadarıyla, bazı FED yetkilileri, 2015 yılında FED’in faiz artırımlarına başlamasıyla birlikte daralmaya başlayan ve Temmuz 2018’de 25 puana kadar düşen uzun/kısa vadedeki faiz farklarından hareketle, önümüzdeki dönemde öngörülen ek faiz artışları hususunda daha ihtiyatlı durmaya başladılar. Öte yandan, ülkede tarım dışı istihdam artışlarında kaydedilen kuvvetli rakamlar, Haziran itibarıyla manşet TÜFE’de yıllık artışın %2,9 seviyesine ulaşmış olması, konut ve otomobil satışlarındaki artışlar ise çok daha olumlu bir tablo çizmeye devam ediyor.
FED araştırmacılarından Eric Engstrom ve Steven Sharpe, 28 Haziran tarihli (Don’t Fear) The Yield Curve isimli tebliğlerinde piyasada durgunluk göstergesi olarak genel kabul görmüş bu yaklaşımı tartışıyorlar. Yazarların ampirik bulgularına göre, 10 ve 2 yıllık faiz farkındaki gerileme ileriki döneme dair olası bir durgunluk için sınırlı bilgi sunmakta. Buradan hareketle, yazarlar, Haziran ayı FED toplantısı tutanaklarına da yansıdığı üzere, yeni bir gösterge öneriyorlar.
Makalede ileri sürülen öneri, piyasanın kısa vadeli beklentisini yansıttığı için, daha kısa vadelerdeki faiz farklarını kullanmak. Çalışmada kullanılan vadeli faiz farkı (near-term forward spread), üç aylık Hazine tahvillerinin günümüzden altı çeyreklik dönem ileri vadedeki kontratlarının imâ ettiği faiz oranı ile spotta işlem gören üç ay vadeli Hazine tahvil faiz oranı arasındaki fark. Klasik yöntemde kullanılan spot faizler düşünüldüğünde iki yöntem arasındaki temel fark, vadeli kontratların tanımı gereği, sadece kısa vadedeki vade primlerini yansıtıyor olması, yani daha uzun vadelere yönelik beklentilere hiçbir şekilde yer verilmiyor olması. Yazarlar, FED vadeli kontratlarına yönelik fiyatlamalar ile yaratılan bu vadeli faiz farkı göstergesinin uyumuna dikkat çekiyor ve piyasadaki FED faiz beklentilerini oldukça iyi yansıttığını gösteriyorlar.
Yazarların hipotezi kabaca şöyle: Kısa vadeli faizlerin vadeli sözleşmelerinin (forward) imâ ettiği faizler ile spotta kısa vadeli faizlerin farkları negatif iken piyasada durgunluk başlangıcına yönelik beklentiler yükselir ve bunun neticesinde para politikasında genişleme yönünde aksiyon alınması beklentisi hâkim olur. Buradan hareketle, faiz farkının negatife döndüğü her dönemi bir durgunluk dönemi takip ediyor olması sürpriz değil.
Çalışmadan çıkan ana mesaj, ABD ekonomisi yeni bir durgunluğun kıyasında değil. Önümüzdeki bir yıl içerisinde bir durgunluğa girme ihtimalini modelleyen probit regresyonunda istatistiki anlam taşıyan tek faktör yukarıda bahsedilen vadeli faiz farkı. Bu vadeli faiz farkı yaklaşık 80 baz puan gerilediğinde ekonominin durgunluğa girme ihtimali yüzde 35 puan kadar yükseliyor. Yazarlar bu göstergeyi kullanarak önümüzdeki bir sene içerisinde ABD ekonomisinin durgunluğa girme ihtimalini %15 olarak ölçümlemekteler. Dolayısıyla çalışma, önümüzdeki dönemde devam etmesi beklenen faiz artışlarına da yeşil ışık yakıyor.