search
Şebnem Mermertaş
Şebnem Mermertaş
Diğer Yazıları

ABD’nin çelik sektöründe tarife uygulamasının etkileri

ABD Başkanı Donald Trump’ın hazırlanan rapora istinaden ABD’ye yapılacak ithalat için demir çelik ürünlerinde %25, alüminyumda %10 gümrük vergisi uygulanması kararı 23 Mart’ta uygulamaya girdi.

Olayın geçmişi

“Demir çelikte arz hangi koşul ve hangi miktarda olursa ulusal güvenliğe tehdit oluşturmaz?” sorusunu cevaplamak üzere ABD Ticaret Kanunu kapsamında geçen yıl başlatılan Section 232 araştırması planlandığı gibi 270 günde tamamlandı ve başkana sunuldu. (Section 232 genel herhangi bir ürün için yapılacak araştırmanın esaslarını belirliyor. Bu kapsamda 1981 – 2001 arasında 14 rapor hazırlandı. Bu rapor sonucuna göre tedbir alma yetkisi tamamen başkana veriliyor). ABD Başkanı Donald Trump’ın hazırlanan rapora istinaden ABD’ye yapılacak ithalat için demir çelik ürünlerinde %25, alüminyumda %10 gümrük vergisi uygulanması kararı 23 Mart’ta uygulamaya girdi.

NAFTA anlaşmalarına ters düşmemesi için ilk etapta Kanada ve Meksika uygulamadan muaf tutuldu. Trump diğer ülkelerle birebir anlaşmalarla vergi oranlarının değiştirilebileceğini açıkladı. Süreçten sorumlu olan ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer daha sonra AB, Avusturalya, Arjantin, Brezilya ve Güney Kore muafiyet listesine eklendiğini duyurduysa da bunun 1 Mayıs’a kadar süreli bir muafiyet olduğu anlaşıldı. Türkiye muafiyet listesinde yer almadı.

 

Türkiye’nin durumu

ABD’ye 2017 yılında 1,1 milyar dolarlık çelik ihracatı yapıldı ve bu rakam Türkiye’nin toplam çelik ihracatının %11,5’ine, toplam ihracatın ise %0,7’sine denk geldi. Dolayısıyla ABD’nin Türk demir çelik sektörü için önemli bir pazar olduğunu söyleyebiliriz. Navlun maliyetine rağmen, Türkiye’den ihraç edilen çeliğin ABD’de fiyat avantajı bulunuyor. Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci ABD’de çeliğin ton başına 850 dolar, Türkiye’de ithal edilen ürünlerde ise fiyatın 600 dolar civarında olduğunu, ilave vergi uygulamasıyla bile fiyat avantajının devam edebileceğini açıkladı.

Uluslararası Çelik Amerikan Enstitüsü Başkanı John Foster Trump’a bir mektup göndererek Türkiye’nin vergi uygulaması dışında tutulmasını istedi. Foster Türkiye’deki üreticilerin verimlilik ve makul fiyatlamalarıyla övünen özel ve aile işletmeleri olduğunu ve küresel rekabet güçlerinin yüksek olduğunu belirtti. Foster ayrıca ABD’li üreticilerin serbest ticaretten faydalandıklarını belirtti. Bu mektup şimdilik itibar görmemiş görünüyor ancak Namık Ekinci’nin açıklamaları tarife uygulamasının Türk çeliği için o kadar olumsuz olmadığını gösteriyor.

Piyasa etkileri

Türkiye çelik sektörü için beklendiği kadar olumsuz olmayan ve sektörün asgari zararla atlatacağını düşündüğümüz bu kararın piyasa etkileri konusunda o kadar iyimser olamıyoruz. Kısa vadede ciddi bir çalkantı yaşanmasına rağmen, yaralar sarıldı. Fakat karar piyasalarda ileriki analizlerimizde dönüm noktası diyebileceğimiz bir gelişmeye benziyor ve uzun vadeli etkileri üzerinde düşünmeye değer görünüyor.

İktisatta tarife uygulaması ürün fiyatlarının artışı anlamına gelir. Ürünün fiyatı dış pazarda daha düşükse iç talebin bir kısmı ithalatla karşılanırken, tarife uygulaması ithal ürünün ve iç piyasa fiyatlarının yükselmesine sebep olacağı için talebin düşmesine yol açar. Bu iktisat kuralı bize uzun vadede enflasyonda artış ve büyümede yavaşlama beklememiz gerektiğini söylüyor. Kanadalı yatırım kuruluşu BMO Capital Markets çelikte tarife uygulamasının enflasyona 0,2 puan yükseltici etki yapmasını beklediğini, %81’de olan kapasite kullanımı nedeniyle tarife sonrasında üretimde artış olması için yer olmadığını açıkladı. Bu durumda ekonomik yavaşlama ve enflasyonda artış riski senaryosu akla geliyor.

Piyasalar bu beklentiyi çok hızlı fiyatladılar, şimdilerde yaralar sarılıyor. Fakat uzun vadede tehlikenin devam ettiğini düşünüyoruz. Tarife uygulamasından geri adım atılmadığı takdirde ABD enflasyonist baskı artışı ve büyüme beklentilerinde aşağı revizyonlar oluşabileceğini düşünüyoruz. Bu durum finansal piyasalarda risk iştahını azaltıp, şimdilik atlatılmış gibi görünen çalkantının şiddetlenerek geri dönmesine neden olabilir. Ticaret savaşları tahvil faizlerinde yükseliş, hisse fiyatlarında düşüşler getirebilir. O nedenle ABD’nin tarifeler konusunda yapacağı açıklamalar analistlerin dikkatle izleyeceği gündem maddesi olacak gibi duruyor.