Aşı kaynaklı küresel iyimserlik yeni yılda da devam edecek mi?
Geride bıraktığımız yıl içinde COVID-19 salgınının olumsuz etkileriyle, gelişmekte olan ekonomilerden hızlı bir sermaye çıkışı yaşanırken, Kasım ayı ile birlikte genel bir iyimserliğin hâkim olduğunu ve güçlü bir fon girişinin yaşandığını görüyoruz. 2021 yılında dünya ekonomisinin 2020’deki sert daralmanın ardından toparlanması beklenirken, salgın kaynaklı dönemsel ve geçmişten gelen yapısal sorunlar nedeniyle önümüzdeki dönemde bu eğilimin ne kadar daha sürebileceği çok önemli bir soru olarak karşımızda duruyor.
COVID-19 salgınını sınırlamak üzere alınan tedbirler dünya ekonomisini duraksatırken, gelişmekte olan ekonomilerden çok kısa bir sürede bugüne kadar görülmemiş bir çıkış yaşanmıştı. Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) aylık verilerine göre Ocak ve Şubat aylarında sırasıyla 34,5 milyar dolar ve 7,1 milyar dolar giriş kaydedilmişti. Mart ayında ise 90,2 milyar dolar çıkış yaşandı. Sonraki aylarda küresel likidite bolluğu sayesinde kademeli olarak girişler yaşandı.
Oysa sermaye akımlarının aylık gerçekleşmelerine baktığımızda aşağıdaki ilk grafikteki gibi kayda değer bir mevsimsellik olduğunu görüyoruz. Son 10 yılın aylar itibarıyla portföy yatırımlarının ortalamasına baktığımızda yılın ilk aylarının diğer ayların üzerinde bir girişe işaret ettiği söylenebilir. Bununla birlikte, Mayıs ayı “Sell in May, Go Away” gibi yine mevsimsel bir çıkış dönemini teyit eder şekilde zayıf bir dönemi ortaya koyuyor. Eylül ayı portföy yatırımlarında yeniden bir canlanma dönemi olarak öne çıkarken, Ekim, Kasım ve Aralık ayları sermaye girişlerinin kademeli olarak azaldığı aylar oluyor.
Yakın dönemde salgın hızını artırsa da ABD seçimleri ve Brexit gibi bazı belirsizliklerin ortadan kalkmasının yanında aşı geliştirme çalışmalarındaki başarılı sonuçlar ve aşılama faaliyetiyle birlikte yine likidite bolluğunun devam edeceği mesajları sayesinde risk iştahı güçlü seyrediyor. Bu ortamda gelişmekte olan ekonomilere sermaye akımlarında yüksek miktarda giriş gördük. Kasım ayında yine IIF verilerine göre, gelişmekte olan ekonomilerin hisse senetlerine 39,8 milyar dolar, tahvillerine 36,7 milyar dolar tutarında giriş oldu. 1-21 Aralık dönemindeki geçici günlük sonuçlar da önceki yıllar Aralık ayı ortalamalarının üzerinde bir girişe işaret ediyor.
2020’de yaşanan salgın pek çok göstergeyi etkilerken, bazı aylarda sermaye akımlarında geçmiş eğilimlerin dışında hareketlerin yaşanmasına yol açtı. Bununla birlikte, Kasım ve Aralık’taki hareketin arkasındaki dinamikler orta vadeli görünümü desteklerken, beklenmedik bir gelişme yaşanmadığı sürece 2021 başlarında mevsimsel faktörlerle gelişmekte olan ekonomilere portföy girişlerinin güçlü olabileceği yorumları öne çıkıyor. Ancak bu beklentilere iki açıdan temkinli yaklaşmak gerektiğini değerlendiriyoruz: İlk olarak, geneldeki iyimserliğe rağmen ülke özel unsurlardan dolayı her ülkenin bu akımlardan eşit pay almayabileceğini unutmamakta fayda var. İkinci olarak, portföy yatırımlarındaki bu tablonun devamlılığı ve doğrudan yatırımlar gibi daha istikrarlı fon akımlarına dönüşebilmesi için salgın sonrasının çok iyi kurgulanması gerekiyor.
Bunlar da İlginizi Çekebilir



