search

COVID-19 işgücüne ne kadar bulaşacak?

Tüm dünya olarak günlük hayatımızı etkileyen ve hâlâ tam kontrol altına alınamayan COVID-19 virüsü ülkeleri sadece sağlık yönünden etkilemiyor. Harvard Üniversitesi, virüsün dünya nüfusunun %40 ila 70’ine kadar bulaşacağı öngörüsünde bulundu.(1) Hiç kuşkusuz ki, salgının tüm dünyada bu şekilde geniş kesime yayılması ile beraber, ülkelerin önümüzdeki dönemde ekonomik ve sosyal sonuçlarla da karşı karşıya kalacağı aşikâr. OECD gelişmiş ülkelerde hasıla kaybının %25’lere kadar çıkabileceğini, kısıtlayıcı uygulamaların devam ettiği her ayda büyüme oranında ek 2 yüzde puan kayıp yaşanacağını belirtiyor.(2) UNDP gelişmekte olan ülkelerde gelir kaybının 220 milyar doları aşacağını hesaplıyor.(3) IMF ise küresel üretimin 2009 finansal krizinden de kötü bir performansla %3 daralacağını söylüyor.(4) Peki böylesi aşağı yönlü risklerin yükseldiği bu olağanüstü dönemde işgücü piyasalarını neler bekliyor?

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), COVID-19 krizinin işgücünde yer alan 3,3 milyar kişiyi etkileyeceğini, 2020 yılının ikinci çeyreğinde küresel olarak çalışma saatlerinin %10,5'ini ortadan kaldıracağını, bunun da 305 milyon kişinin tam zamanlı işini kaybetmesi anlamına geleceğini açıkladı.(5) Kurum ayrıca, kayıt dışı ekonomideki yaklaşık 1,6 milyar işçinin geçim kaynaklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. İşini kaybetme ihtimali yüksek olan bu kişiler salgından en yüksek seviyede olumsuz etkilenen sektörlerde çalışan kişiler. Ülkelerin art arda sokağa çıkma yasaklarını getirmesinin, ulusal ve uluslararası ulaşımı kısıtlamasının ardından talep kaybının en yüksek yaşandığı sektörlerin başında konaklama ve yemek hizmetlerinin geldiğini tahmin etmek zor değil. Bu hizmetleri, idari hizmetler, imalat ve perakende ticaret hizmetleri takip ediyor. Bu dört sektörde toplam 1,25 milyar kişi istihdam ediliyor ve bu kişiler toplam küresel işgücünün %38’ini temsil ediyor. Üstelik söz konusu bu hizmetler kadınların işgücünde en yüksek oranda yer aldığı sektörler. Salgın yüzünden en olumsuz etkilenecek bu dört alanda hizmet veren çalışanların %42,3’ü kadın. İşgücü piyasalarında süregelen toplumsal cinsiyet eşitsizliği problemini COVID-19 daha da artıracağı benziyor. Türkiye’de de benzer bir durum söz konusu. TSKB Ekonomik Araştırmaların OECD’nin yaklaşımı ve varsayımlarına dayanarak gerçekleştirdiği simülasyonda, Türkiye’de en çok etkilenecek sektörlerin benzer olduğu ve COVID-19 sonrası istihdam kaybının %28,7’ye kadar ulaşabileceği ifade ediliyor.(6)

Sektörlerin COVID-19’dan Olumsuz Yönde Etkilenme Oranları ve Toplam Küresel İstihdamdaki Payları

Kaynak: ILO, COVID-19 and the world of work, TSKB Ekonomik Araştırmalar

COVID-19 salgınından en ağır darbeyi alan seyahat ve turizm, nakliye, otomotiv, havacılık, tekstil gibi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerde iktisadi faaliyeti taşıyan sektörleri ayakta tutmak adına devletler ve uluslararası kuruluşlar destek paketleri açıklamaya devam ediyorlar. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en sert kriz olarak nitelendirilen bu dönemde, çalışanların korunmasına ve yaşanan ekonomik daralmanın işgücü piyasalarına etkisinin asgari seviyede tutulmasına yönelik yeni ve kısa vadede uygulanabilir politikaların geliştirilmesi sosyal ve ekonomik eşitsizliğinin artmaması adına kritik önem taşıyor.

Bu çerçevede tüm dünyanın yaşamış olduğu bu ortak soruna çözüm bulmak için ulusların uyumlu ve birlikte hareket etmesi her zamankinden çok daha elzem gözüküyor.


(1)CBC News, Coronavirus may infect up to 70% of world's population, expert warns, 2 Mart 2020

(2)OECD, Evaluating the initial impact of COVID-19 containment measures on economic activity; 14 Nisan 2020

(3)UNDP, COVID-19: Looming crisis in developing countries threatens to devastate economies and ramp up inequality; 30 Mart 2020

(4)IMF, World Economic Outlook, Nisan 2020

(5)ILO, COVID-19 and the world of work. Third edition, 29 Nisan 2020

(6)TSKB Ekonomik Araştırmalar, COVID-19 Salgınına Karşı Türkiye’nin Direncini Artırmak, 7 Nisan 2020