search
Şakir Turan
Şakir Turan
Diğer Yazıları

COVID-19’un Ekonomik Hasarıyla Mücadelede Mali Destekler

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) COVID-19’u Ocak sonunda küresel bir salgın olarak tanımlarken, dünya genelinde ekonomi politikalarında karar alıcıların adımları Mart ayında şekillenmeye başladı. Ülkeler birbiri ardına ve bugüne kadar görülmemiş büyüklükte para ve maliye politikası kararları alarak ekonomilerdeki tahribatı sınırlamaya çalışıyor. İlk adımlar, para politikası ve likidite desteklerine yönelik gelse de, orta vadede salgın kaynaklı ekonomik hasarı onarması umulan tedbirler büyük ölçüde maliye politikası tarafındakiler olacak.

Ancak ülkelerdeki farklı yasal süreçlerden maliye politikası adımlarını izlemek, para politikası kararları kadar kolay değil. Bu nedenle, geçtiğimiz günlerde yayınlanan Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) konsolide ve karşılaştırılabilir bilgiler sunan Mali İzleme (Fiscal Monitor) Nisan 2020 Raporu’na bu kez, her zamankinden daha fazla ilgi göstermenin doğru olacağını düşünüyorum.

Hatırlanacağı gibi, ilk çeyrek boyunca, ülkeler kamu harcamalarını artırıcı adımlara ek olarak vergi indirimi, tahsilat erteleme ve vergi affı gibi bütçe gelirlerinden feragat eden tedbirler açıkladılar. IMF, hükümet bütçelerini doğrudan etkileyen ve genel olarak mali genişleme tedbirleri olarak tanımlayabileceğimiz bu adımların G-20 ülkeleri için toplamda 3,3 trilyon dolar büyüklüğe ulaştığını hesaplamış. Bu rakam, yine IMF hesaplamalarına göre, 2020 tahmini gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) %3,5’ine denk geliyor. G-20 ülkeleri arasında GSYH’ye oranla en yüksek mali genişleme taahhüdünü veren ülke %10,6 ile Avustralya. Söz konusu listede, Avustralya’yı Japonya, ABD, Kanada ve Almanya izliyor.

Bu süreçte maliye politikası adımlarının bir diğer bacağını ise, hükümetlerin verdiği krediler, şirketlere ve kuruluşlar yaptıkları sermaye enjeksiyonları ve kredi garantileri oluşturdu. IMF, G-20 ülkeleri için bu tarz dolaylı (ikincil) mali yüklerin büyüklüğünü ise 4,5 trilyon dolar olarak hesaplamış. Bu dolaylı adımların pek çoğu bir defada ve tümüyle kullanılacak imkânlar olmadığı için özellikle gelişmiş ekonomilerde güveni sağlayabilmek için çok büyük miktarlarda tasarlandı. Bu yöndeki adımlarda ise 2020 tahmini GSYH’sine oranla en yüksek ikincil mali destek açıklayan ülke %32,4 ile İtalya oldu. İtalya’yı Almanya, İngiltere ve Fransa takip ediyor.

Bahsi geçen mali paketler normal bir zamanda dile getirilse finansal piyasalarda oldukça farklı bir fiyatlama görürdük. Büyük olasılıkla yüklü paket açıklayan ülkelerin finansal varlıkları satış baskısı altında kalırdı. Oysa şimdi salgının ekonomik tahribatı ve önümüzdeki döneme ilişkin belirsizlikler yüksek ki, açıklanan paketler küresel piyasalarda paniği bir miktar yatıştırmış görünüyor. Ancak, paketlerin güven tesis etmeye ve ekonomileri toparlamaya yetip yetmeyeceğini bize yine zaman gösterecek. Burada öne çıkan genel kanı ise salgın kontrol edilmeden yapılacak değerlendirmelerin ve tahminlerin tümünün yüksek belirsizlik içereceği yönünde. Bu nedenle makul varsayımlara dayalı, ancak varsayımlardaki değişimlere çabuk tepki veren senaryolar yapmak en doğrusu.

 

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Diğer Blog Yazıları