search

“Gri Gergedan” Salgın Küresel Ekonomi için ESG Stres Testi Mi?

Kriz uzmanı Michele Wucker, gerçekleşme olasılığı oldukça yüksek ancak göz ardı edilen etkisi şiddetli tehditleri tanımlamak için “Gri Gergedan (Grey Rhino)” metaforunu kullanıyor. Yani gri gergedanları, öngörülemeyen ya da sürpriz eseri meydana gelen değil, öncü bir dizi uyarı ve somut kanıtlardan sonra ortaya çıkan olaylar olarak tanımlayabiliriz. SARS, domuz gribi ve en son Batı Afrika’da görülen EBOLA salgınları gibi bulaşıcı virüsler, aslında şu anda tüm dünyanın acı bir şekilde tecrübe ettiği COVID-19 salgınının sosyal ve ekonomik hayatı nasıl etkileyebileceği konusunda bazı ipuçları vermişti.

Çin’de küçük bir hayvan pazarında ortaya çıktığı iddia edilen COVID-19 virüsü, küresel tedarik zincirlerinin bozulmasına, ekonomik aktivitelerin durmasına, milyonlarca iş kaybına, sosyal hayatın kısıtlanmasına, hatta iş yapış şekillerinin değişmesine kadar nerdeyse tüm süregelen alışkanlıklarımızı değiştirdi. Uluslararası kuruluşlar, fon sağlayıcılar, hükümetler, akademisyenler ve özel sektör temsilcileri de pandemi süreci ile hayatımızı şekillendiren “yeni normalin” getirdiği belirsizliklerin etkilerinin ne ölçüde hissedileceğini tahmin etmek üzere sık periyodlarda değerlendirmeler gerçekleştiriyorlar. Örneğin, düzenleyici kurumların ve merkez bankalarının iklim riskleri senaryoları üzerine stres testleri çalışmalarını sıklaştırdıklarını izliyoruz. Yakından yaşadığımız bu pandemi sürecinde ve sonrasında, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerini göz önünde bulunduran politikaların hayatımızda çok daha fazla yer alacağını öngörmek zor değil.

Son yıllarda ESG risklerine dair farkındalığının artması sonucu sosyal ve sürdürülebilirlik tahvillerinde görülen ciddi artış trendinin pandemi ile daha da hızlanacağını tahmin edebiliriz. 2020 yılı 2. çeyreğinin ilk 20 gününde şimdiden toplam 8,6 milyar dolarlık sürdürülebilir ve sosyal tahvil ihraç edilmiş durumda. Salgının Birleşmiş Milletlerin (BM) iklim değişikliği, ekonomik eşitsizlik ve sürdürülebilir tüketim gibi alanı içeren 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacının nerdeyse hepsine olumsuz yönde etki yaptığı düşünüldüğünde, sürdürülebilirlik risklerini gözeten yatırımlara önümüzdeki dönemde çok daha fazla ihtiyacımız olacak. Diğer yandan, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 yılı Küresel Riskler Raporu’nda da(1) hesaplandığı üzere iklim değişikliğinin etkisi en yüksek olan küresel risk olarak karşımıza çıkması, yatırım kararlarında çevresel endişelerin bir adım daha ön planda tutulmasını beraberinde getiriyor. Ancak, salgın sürecinde de yaşandığı üzere yenilenen sosyal ve yönetişim sorunlarına da aynı oranda odaklanmak gerektiğinin unutulmaması gerekiyor. Zira, Sorumlu Yatırım Prensipleri (PRI) Oluşumu da salgında sosyal ve yönetişim sorunlarının iş sürdürülebilirliğine nasıl zarar verebileceğinin altını çiziyor, önümüzdeki dönemde kurumsal yönetişim kararlarının ve yöneticilerin krizi nasıl yönettiklerinin daha yakından izlenmesi gerektiğini hatırlatıyor.(2)

Pandemi süreci, küresel sağlık krizini ve bu krizin yarattığı sosyal ve ekonomik sonuçları sağlıklı ve güvenilir şekilde değerlendirmek için ESG faktörlerinin kritik katkısını tekrar bize gösterdi. Bu salgın sonrasında hiç kuşkusuz ESG unsurlarını azami seviyede dikkate alan yatırımları ve şirketlerin iş modellerinde ESG uygulamaları çok daha fazla hayatımızda olacak. Yatırımcılar da ESG risklerinin şirketlere olası etkilerine çok daha fazla odaklanacak. Küresel değer zincirlerini tekrar canlandırmak, yükselen eşitsizliklerle etkin mücadele etmek ve daha yeşil yapılanmayı tesis etmek için milyarlarca dolarlık kaynak gerekiyor. Salgın sonrası yeni dönem hiç kuşkusuz sürdürülebilir ve kapsayıcı uzun vadeli büyümeye katkıda bulunacak projelerin artması adına önemli fırsatlar sunacak. Yaşanan bu kriz ile beraber artan ESG riskleri farkındalığı gelecek krizlere tüm dünyanın çok daha hazırlıklı olasını sağlayacaktır.


(1)World Economic Forum, The Global Risks Report 2020

(2)Principles for Responsible Investment, How responsible investors should respond to the COVID-19 coronavirus crisis, 27 Mart 2020