Para politikası ve nano-teknoloji kardeştir!
2017’nin son çeyreğinde, dünyada parasal genişlemenin geri çekilecek olmasının gelişmekte olan ülkelerin para politikalarına olası etkileri üzerine bir yorum yazısı kaleme almam istenmişti (İlgilenenler için yazım OMFIF tarafından Aralık 2017 sayısında yayınlandı).
Yazıyı yazmadan hemen önce nano-teknolojinin gelişim evrelerine ilişkin bir makale okumuştum (sebebini sormayın). Bu nedenle yazıyı hazırlarken, kendimi para politikası ve merkez bankacılık kadar nano-teknoloji üzerine de düşünürken buldum. Nano teknolojinin gelişim evreleri ile para politikasının son on yıldaki gelişim evreleri arasında bana ilginç gelen ve sizinle de paylaşmak istediğim bir benzerliğe rastladım.
Yeni teknolojide ilk evre “abartma”. Bu evrenin özelliği, beklentilerin veriye ya da deneyime dayanmıyor olması. Biz de 2008 Krizi’nden sonra dünyanın daha önce denemediği boyuttaki parasal genişlemeden mucize beklemedik mi? “Merkez bankaları gelecek, dertler bitecek” sananlar, ekonominin yapısal sorunlarını görmekten ne kadar da uzaktı!
Yeni teknolojilerdeki ikinci aşama “hayal kırıklığı”. Abartılmış beklentilerin karşılanmamasıyla birlikte, bu kez abartılı bir kötüleme başlıyor. “Yaaa bu parasal genişleme hiç işe yaramadı, merkez bankaları işi berbat etti!” sözleri gibi mesela...
Son aşama; somut sonuçların alındığı, “farkındalık ve gerçekleşme” yani “sonuç” evresi. Teknolojide bu evre tanımlı olsa da, para politikası benzetmesi için durum biraz karışık. ABD “sonuç” evresine geçerken, bir başka ülke hâlâ “hayal kırıklığı” evresinde bulunabiliyor. Ama daha önemlisi ABD’nin “sonuç” evresine geçerek örneğin faiz arttırmaya başlaması ve/ya bilanço daraltmasına geçmesi, bir başka ülke için “hayal kırıklığı” evresinin sebebi olabiliyor.
2019’da tam da bu karışıklığı yaşıyor olacağız. Her ülke kendi ekonomik durumuna bakacak elbette ama bir de küresel likidite duruşunu belirleyen ülkelerin para politikası hareketlerine de bakacak. Sonra soracak kendine: “ben hangi evredeyim? Hayal kırıklığı mı sonuç mu?”…
…Hoş geldin 2019! Küresel ekonomide hayal kırıklıklarının az yaşandığı bir sene olmanı dilerim.