search

Toplumsal Cinsiyet Bakışıyla COVID-19

Dünyanın yeni tip koronavirüsle mücadele sürecinde sosyal, politik ve ekonomik sistemlerdeki hassasiyetlerin ortaya çıktığı ve bununla birlikte varolan eşitsizliklerin derinleşme riskinin arttığı gözleniyor. Bu eşitsizlikler arasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği de yer alıyor. Hastanelerde kadın sağlık çalışanları COVID-19 hastalığıyla erkeklere kıyasla daha fazla mücadele ederken, evlerde kadın bireyler ücretlendirilmeyen çocuk ve yaşlı bakımını çoğunlukla üstlenmeye devam ediyor.

Sağlık çalışanlarının ağırlıklı olarak kadın olması, kadınların salgında daha yüksek bulaşma riski taşıdığını ortaya koyuyor. Avrupa Birliği genelinde sağlık çalışanlarının %76’sı kadın olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar Türkiye’de bu oran daha düşük olsa da (%60), sağlık kurumlarında hizmet veren kadın sayısı erkek sayısından daha fazla. Sağlık hizmetlerine ek olarak, kadınlar insanlarla yakın temas gerektiren, dolayısıyla COVID-19 hastalığının yayılma riski yüksek olan, mesleklerde de ağırlıklı olarak hizmet vermekte. Örneğin, Avrupa Birliği genelinde kasiyerlerin %82’si, tezgahtarların ise %65’i kadın.(1)

COVID-19’la mücadele kapsamında başlatılan evlerde karantina döneminde, dijital ortamdan çalışmaya elverişli bazı iş kollarnda verimliliğin ve üretkenliğin artmasının beklenmesi gayet doğal. Ancak, çocuk bakımı dahil olmak üzere ev işlerine erkeklere kıyasla 3 kat(2) daha fazla vakit ayıran kadınlar, karantina döneminde eğitime tam zamanlı evden devam eden çocukların bakımını üstleniyor ve uzaktan çalışma döneminde kariyerlerinde ilerleme açısından erkeklere karşı daha dezavantajlı bir konuma sahip oluyor. Kariyerde derinleşen cinsiyet uçurumunun örneklerini şimdiden gözlemlemek mümkün: Siyaset bilimi alanında yayın yapan akademik bir derginin editörleri, kadın akademisyenler tarafından teslim edilen makale sayısının karantina döneminde geçen sene aynı döneme kıyasla değişmediğini, erkek akademisyenlerin teslim ettiği makale sayısının ise aynı dönemde %50 arttığını belirtiyor.(3) Yani, karantina döneminde erkekler üretkenliklerini artırmak için fırsat yakalarken, kadınların aynı fırsattan erkekler kadar yararlanamadığını görüyoruz.

Günümüzde gelişmekte olan ülkelerde kadınların %70’i enformel işlerde çalışıyor. Dolayısıyla, COVID-19’la mücadele kapsamında çalışan nüfusa yönelik tasarlanan yardım paketlerinin kısa zamanlı, mevsimlik çalışan veya enformel işlerde çalışan kişileri de kapsayacak şekilde geliştirilmesi, salgın döneminde kadın işçilerin refahını gözetmek açısından oldukça önemli. İtalya, enformel işgücüne de maddi yardımı gündemine alan ilk ülkelerden biri olarak karşımıza çıkıyor.(4) Diğer ülkelerin de, bu süreçte toplumun hiçbir kesiminin geride bırakılmamasını sağlamak için İtalya örneğini takip etmesi kritik öneme sahip.


(1)https://eige.europa.eu/covid-19-and-gender-equality/frontline-workers

(2)United Nations. Policy Brief: The Impact of COVID-19 on Women. 9 April 2020.

(3)https://www.thelily.com/women-academics-seem-to-be-submitting-fewer-papers-during-coronavirus-never-seen-anything-like-it-says-one-editor/

(4)https://www.bloomberg.com/news/articles/2020-03-31/italy-readies-emergency-cash-for-workers-in-underground-economy