Fed’in U dönüşünün sene-i devriyesi
2017 ve 2018’deki seri faiz artırımları sonrasında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikası duruşunda değişikliğe gitmeye başlayacağına ilişkin sinyaller vermesinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Bu kapsamda, Fed’in geçtiğimiz günlerde verdiği mesajlarla yeni bir duruşa mı geçmekte olduğuna yönelik soru işaretlerinin artması üzerine son bir yılda olup bitenlere ilişkin bir özet yapmanın faydalı olabileceğini düşündük. Son dönemde yapılan açıklamalar, geçtiğimiz üç toplantıdaki indirimlerin ardından makul bir süre için bekle-gör stratejisine işaret ederken, son dönemdeki birkaç gelişme 2019’da olduğu gibi 2020’de de indirimlerle karşılaşılabilir miyiz sorusunu sorduruyor.
Geçmiş bir yıla baktığımızda şu gelişmelerin öne çıktığını görüyoruz:
- Ekim 2018 başlarında, ticaret savaşlarına yönelik gerilimin yüksek olduğu bir ortamda, Fed Başkanı Jerome Powell’ın, nötr faiz oranlarına ulaşmak için hâlâ yerleri olduğunu söylemesi küresel finansal piyasalarda volatiliteyi belirgin olarak artırmıştı. Bu açıklamanın ardından 7-8 Kasım 2018’de yapılan toplantıda faizler sabit tutulurken, ekonomik görünüme ilişkin karışık sinyaller alındığı belirtilmiş, Aralık’ta bir artırım daha yapılacağının altı çizilmişti.
- Kararın ardından yapılan açıklamada piyasalardaki yüksek oynaklığa değinilmezken Kasım toplantısının tutanaklarında bazı üyelerin farklı yönde görüşler dile getirdikleri anlaşılmıştı.
- Aralık 2018’deki toplantısında bir faiz artırımı daha yapılırken üyelerin ortalama beklentileri 2019’da üç faiz artırımı daha yapılacağı yönündeydi.
- Piyasalar ise Aralık sonuna gelindiğinde 2019’da Fed’in faizleri indirebileceğini fiyatlamaya başlamıştı. Bu tarihten sonra da finansal piyasalar ile Fed arasında para politikası duruşuna ilişkin beklentilerde yol ayrımı belirginleşmişti.
- 2019 yılının ilk yarısında Fed faizleri sabit tutarken piyasanın faiz indirimleri konusunda ısrarlı fiyatlaması devam etti.
- İkinci yarıdaki üç toplantıda ise Fed seri olarak faizleri 25’er baz puan indirerek sene başındaki %2,25-%2,50 aralığından %1,50-%1,75 aralığına çekti.
- 28-29 Ekim tarihli son toplantının ardından verilen mesajlar ise genel itibarıyla Fed’in bir süre bekle-gör stratejisi izleyeceğine işaret ediyor. Karar sonrasındaki basın toplantısında ve sonraki kamuoyuna açık demeçlerinde Fed Başkanı Jerome Powell, mevcut para politikası duruşunun ekonomik görünümle uyumlu olduğunu söyledi. Bu durum 3 ay vadeli libor faizlerindeki düşüşün duraksamasına yol açarken piyasalar Aralık toplantısında bir faiz indirimi daha olabileceğini fiyatlamaya devam ediyor.
Bir önceki U dönüşünde, küresel ticaret savaşlarının ABD ekonomisinde yol açabileceği olumsuz sonuçlar ve ABD Başkanı Donald Trump’ın mesajları gibi ekonomi dışı faktörlerin etkisi yadsınamaz bir gerçekti. Geçtiğimiz günlerde Trump Powell ile bir görüşme yaparak ABD’de de negatif faiz uygulanması yönündeki görüşlerini birinci ağızdan yineledi. Aynı zamanda, son dönemde açıklanan veriler ABD ekonomisinde ılımlı bir yavaşlama olduğunu gösterirken yapılan indirimlerin aşağı yönlü riskleri sınırladığı görüşü hakim. Bununla birlikte, faiz artırım sürecinde sakin bir güç olarak piyasaları yönlendiren bir önceki Fed başkanı Janet Yellen’ın nazik resesyon uyarıları yeni bir tur indirim süreci için ipucu olabilir mi diye sormadan edemiyoruz. Yellen, gelecek yıl bir resesyon olacağını düşünmese de bu öngörüsüne ilişkin çok da emin bir görüntü çizemiyor.
Gerek piyasa bazlı hesaplamalar gerekse makroekonomik veri temelli modeller gelecek 12 aylık dönemde ABD’nin resesyona girme olasılığında bir artış gösterse de hiç birinden net bir işaret almak kolay görünmüyor. Her ne kadar biz, politika yapıcıların açıklamalarını tahminlerimizi üretirken baz senaryomuza dahil etsek de her iki yöndeki diğer alternatifleri de göz önünde bulunduran senaryolar yapmanın her zaman gerekli olduğunu düşünüyoruz.