Sıcağa Çare – “İklime Dair” Okumak
TSKB Ekonomik Araştırmalar, 2020’den bu yana Türkçe ve İngilizce olmak üzere üç ayda bir yayınlanan İklime Dair isimli bir dergi çıkartıyor(1). Dergimizin amacı -adından da anlaşıldığı üzere- iklime dair konuları gündeme taşıyarak farkındalık yaratmak, çözüm önerileri üretmek.
İklim ajandası yoğun, hele de biz kalkınma bankası iktisatçıları için. Bu nedenle bizim için dergimize konu bulmak değil, konu seçmek zor. Ancak elbette bir konu üzerinde uzlaşmak zorundayız ve seçimi genellikle en geniş mesajı verecek şekilde yapmayı tercih ediyoruz. Tam da bu sebeple geçen ay yayımladığımız İklime Dair’in son sayısında “sıcaklık”lardan bahsettik.(2) Aslında geçen yıl Eylül’de de benzer bir yaklaşımla sıcak hava dalgalarını ele almıştık ve ben de “Sıcak Temas” başlıklı bir yazı ile katkı vermiştim.(3) O yazımda, toplumun iktisadi ve sosyal olarak kırılgan gruplarının aşırı sıcaklıklardan daha olumsuz etkilendiğini söyledikten sonra bir noktanın altını özellikle çizmiştim: Aramızda bu sorunun olumsuz etkilerinden kaçabilecek kimse yok. Sorun hepimizin!
İklime Dair’in son sayısında da geçen Eylül’de bıraktığım yerden devam etmek amacıyla küresel ısınmaya dair bazı rakamlar paylaştım:(4)
- 1880’den bu yana her on yıllık dönemde gezegenimizin sıcaklığı ortalama 0,08 °C arttı. 1981’den bu yana bakıldığında ise, on yıllık dönemler için ısınmanın 0,18 °C ile geniş dönem ortalamasının neredeyse iki katı olduğu görülüyor.
- 2022, tarihsel olarak kaydedilen en sıcak altıncı yıl oldu.
- Kayıtlardaki en sıcak 10 yılın tamamı 2010 sonrasında gerçekleşti.
Bu verdiğim rakamların ve daha fazlasının, Temmuz ayında gözlenen sıcak hava nedeniyle bir anda çok popüler olduğuna şahitlik ettik. İtirazımız olmasa da konuya eklememiz olduğunu söylememiz gerek. Küresel ısınma gerçek ve önemli. Ancak sıcaklık anomalileri kendi içinde aşırı soğuk kışları da barındırıyor. Yağışlardaki sapmalar da bu sistemin içinde. Kurak bölgelerin daha kurak, yağışlı bölgelerin aşırı yağışlı olması beklentisini de listeye ekleyelim. Tüm bu saydıklarım, istihdam, çalışma saatleri ve gayri safi hasılayı da etkileyecek. Sağlık üzerindeki olumsuz etkiler, kamu maliyesini baskı altına alacak. Hasat mevsimi ve miktarı değişecek. Bunun da gıda fiyatları üzerinde etkisi olacak. E pek tabi bir şeyin hem çıktıya hem fiyatlara etkisi varsa, para politikasına yansımalarını da izleyeceğiz.
Velhasıl, sıcaklık deyip geçmemek gerek. İklim değişikliği çerçevesinde sıcaklık başlığı kendini bazen aşırı sıcaklar, bazen aşırı soğuklar, bazen kuraklık, bazen sel olarak gösterecek. Bizim taraftan bakınca da, bazen istihdam kaybı, bazen üretim zararı, bazen enflasyon olarak görünecek. Bizim gibi her iki manzarayı da sevmeyenlerdenseniz, tek yol var: iklim krizi ile mücadele! Tabi siz de varsanız!
(1) https://www.tskb.com.tr/arastirma-raporlari/ekonomik-arastirmalar/iklime-dair
(2) https://www.tskb.com.tr/uploads/file/iklime-dair-nisan-haziran-2023.pdf
(3) https://www.tskb.com.tr/uploads/file/iklime-dair-tr-2022-3.pdf
(4) https://www.climate.gov/news-features/understanding-climate/climate-change-global-temperature