search
Şakir Turan
Şakir Turan
Diğer Yazıları

2023 Yazında Cari İşlemler Fazlası Mümkün Mü?

Geçen yıl Türkiye ekonomisinde dış dengenin bozulmasında talep kompozisyonundaki gelişmelerin yanında ithalat ve ihracat fiyat gelişmelerinin etkisi oldu. Jeopolitik belirsizliklerin emtia fiyatlarında yol açtığı yükseliş ve küresel enflasyon ithal malların fiyatlarının, ihraç edilen malların fiyatlarından çok daha hızlı artmasına ve dış ticaret açığının genişlemesine katkıda bulundu. İklim krizi ve jeopolitik belirsizlikler kaynaklı bir şok yaşanmaz ise küresel enflasyondaki yavaşlama ve emtia fiyatlarının mevcut seviyeleri önümüzdeki dönemde geçen yılın tersi bir eğilimle dış dengede iyileşme kaydedilebileceğine işaret ediyor.

Önümüzdeki döneme ilişkin çıkarımımıza geçmeden önce geçen yılın verilere bu eksende bir bakalım. 2022’de ihracat miktar endeksi %3,3 civarında artarken, ithalatta artış %5,5 olmuştu. İhracat fiyatında artış %9,3’te kalırken, ithalat fiyatı %27,4 artış kaydetmişti. Küresel emtia fiyatlarındaki %20’yi aşan yıllık artış Türkiye’nin ithal ettiği ürünlerin fiyatlarında yukarı yönde baskı yaparken, dış ticaret haddinde bozulmaya yol açtı. Bu sonuçla dolar bazında ihracat yıl genelinde %12,7 artışla 254,1 milyar dolar olurken, ithalat %33,4 artarak 363,3 milyar dolara çıkmıştı. Dış ticaret açığı ise 46,7 milyar dolardan 109,1 milyar dolara yükselmişti. Ancak 2022’de fiyatlar 2021 sonundaki seviyelerinde kalsa idi dış ticaret açığı daha sınırlı bir artışla 55,2 milyar dolar seviyesinde kalacaktı. Diğer bir ifadeyle, 2022’de dış ticaret açığının yarısı uluslararası fiyat gelişmelerine bağlı olarak bozulan dış ticaret haddinden kaynaklanmıştı.

2023 yılının ilk çeyreğine ilişkin veriler, bu eğilimin bir miktar değişmeye başladığını gösteriyor. Ocak-Mart döneminde ihracat miktar endeksi 2022’nin aynı dönemine göre %2,7 azalırken, ithalat %16,7 arttı. Aynı dönemde ihracat fiyat endeksi %4,1 artarken, ithalat fiyat endeksi %6,1 geriledi. Bu sonuçla dolar bazında artışlar ihracatta %1,4’te, ithalatta %10,1’de kaldı. Dış ticaret açığı 2022 ilk çeyrekteki 24,5 milyar dolardan 32,4 milyar dolara çıktı. Benzer mantıkla ihracat ve ithalat fiyatları hala 2021 başındaki seviyelerinde kalıyor olsaydı ilk çeyrekteki dış ticaret açığı da 14 milyar dolar daha aşağıda 18,4 milyar dolar seviyesinde kalacaktı.

Yakın dönemdeki küresel emtia fiyatlarındaki gelişmeler ise önümüzdeki aylarda dış ticaret hadlerinin iyileşebileceğini ve dış ticaret açığının azalabileceğini gösteriyor. Mayıs ayı itibarıyla küresel emtia fiyatları 2022 başındaki seviyelerin altına inerken, Türkiye’nin ithalat fiyatları endeksinin de buna paralel şekilde gerilemesi beklenebilir. Geçmiş eğilimler bu gelişmelerden ihraç ettiğimiz ürünlerin fiyatlarının daha geç ve sınırlı etkilenebileceğini gösteriyor. Türkiye’nin ithalat fiyatlarının Haziran’da, ihracat fiyatlarının ise Eylül’de 2022 başındaki seviyelere dönebileceğini, miktar bazında ihracatın %3, ithalatın ise %5 artacağı varsayımı ile 2023 yılının tamamında dış ticaret açığının 86,1 milyar dolara inebileceğini hesaplıyoruz. Bu da bize turizm gelirlerinde devam edecek toparlanmayla Haziran-Ekim döneminde aylık ortalamada 3 milyar dolar cari işlemler fazlası verilebileceği ve yıl sonunda cari açığın 2022 yılındaki 48,4 milyar dolardan 20 milyar dolara inebileceği sonucunu çıkarıyor.

Bu tablo içerisinde cari işlemler fazlası verilecek dönemde dış finansman ihtiyacı da azalabilecek. Ancak kısa vadede dış ticaret haddinde yaşanan bu iyileşmenin pozitif çıktısının, ithalatta reel bir gerileme yaşanmadıkça ne kadar kalıcı olabileceğinin dışsal gelişmelere bağlı kalacağını değerlendiriyoruz. Diğer bir ifadeyle, enerji fiyatlarının yeniden yükseldiği bir ortamda Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı da artabilir. Bu nedenle dış dengedeki bu döngüsel zayıflama ve iyileşmeden bağımsız olarak dış finansmanın ne ölçüde istikrarlı kaynaklarla sağlandığı konusunun önemli olacağını düşünüyoruz.