search

‌2020 Gündeminin Merkezinde Gıda Güvenliği

2020 yılında hem COVID-19 salgını kaynaklı karantina uygulamaları hem de iklim krizi kaynaklı hava koşullarında yaşanan ani değişimler, gıdanın üretimi, ihtiyaç duyan kesimlere ulaştırılması ve güvenli gıda tüketimi konularını gündemin odak noktasına taşıdı. Bu nedenle her yıl 16 Ekim’de kutlanan Dünya Gıda Günü bu yıl daha da önem verilen bir gün olarak kutlanacak.

Gıdaya erişimdeki eşitsizlikler, dünyanın bir tarafında açlık krizi yaratırken, diğer yanında gıda israfına yol açmakta. Küresel Gıda Krizi raporuna göre 2019 yılında dünya üzerinde 55 ülkede 135 milyon kişi akut açlık yaşayan kategoride sınıflandırılmakta . Bununla birlikte, dünyada yaklaşık 2 milyar insanın yeterli miktarda ve besleyicilikte gıdaya düzenli erişimi bulunmamakta. Yeterli beslenemeyen kişi sayısının toplam nüfusa oranının 2030 yılında 2019 yılındaki %8,9 seviyesinden %9,8’e yükseleceği tahmin edilmekte.

Bir yanda 135 milyon insan açlıkla savaşırken, öte yandan, küresel boyutta üretilen gıdanın %14’ü marketlere dahi ulaşamadan çöpe gidiyor. Üstelik çöpe giden gıdalar yalnızca israf oluşturmakla kalmıyor, ayrıca karbon emisyonlarını artırıcı etkide bulunuyor. Araştırmalara göre, dünya üzerinde çöpe giden gıdalar küresel emisyonların %6’sını oluşturmakta.

Gıda ürünlerinin israfı iklim krizini derinleştirirken, öte yanda iklim krizi tarımsal üretim üzerinde ciddi riskler oluşturmakta. Konuyla ilgili yazdığım Soframızda İklim Krizi isimli blog yazımda da bahsettiğim üzere, önümüzdeki 30 yıl içerisinde gıda üretiminde iklim krizi nedeniyle 523 milyon metrik ton büyüklüğünde üretim kaybı yaşanması beklenmekte. Bir başka deyişle, gıdanın güvenli dağıtımı ve tüketimi sağlamak iklim kriziyle mücadeleyi desteklerken, öte yandan küresel emisyonları azaltmaya yönelik adımlar halihazırda var olan açlık kriziyle mücadelede oldukça kritik.

Bildiğiniz üzere 9 Ekim 2020 tarihinde Nobel Barış Ödülü açlıkla mücadele konusunda çalışmalarıyla özellikle politik, ekonomik ve sosyal gerilimler yaşayan bölgelerde barışın sağlanmasına katkıda bulunan Dünya Gıda Programı’na verildi. Elbette 17 Ekim Yoksullukla Mücadele Gününde gıda güvenliğinin sosyal ve politik çatışma yaşayan bölgelerde gerilimi zayıflatıcı etkisi oldukça konuşulacak, ancak daha da dikkat çekecek bir başka konu COVID-19 salgınının dünya genelindeki yoksulluğu derinleştirici etkisi olacak. Araştırmalar, COVID-19 salgını etkisiyle ekonomide görülecek %5’lik , %10’luk ve %20’lik daralmanın yoksulluk oranını sırasıyla 1.5-2, 2-4 ve 6 yüzde puan artıracağını kaydetmekte . Düşük gelirli hanelerin tüketiminde gıda harcamalarının yüksek payı düşünüldüğünde, gelir düşüşlerinin hanelerin gıdaya erişiminde ekonomik kısıt yaratacağı ortada.

Hem 16 Ekim Dünya Gıda Günü hem de 17 Ekim Yoksullukla Mücadele Günü, yukarıda bahsetmiş olduğum temalar etrafında gıdaya erişim fırsatlarının ve kanallarının yaygınlaştırılması ve kalkınma politikalarının bu eksende geliştirilmesi konularında tartışma ortamı açması yönünden kritik öneme sahip.