search
Şakir Turan
Şakir Turan
Diğer Yazıları

İmalat sanayinde ayrışma sürebilir mi?

Bir önceki ayda olduğu gibi, Türkiye sanayi üretimi Aralık’ta da piyasa ortalama beklentilerinin üzerinde gelirken, aralarında güçlü bir korelasyonun olduğu düşünülen Almanya imalat sanayinde zayıflama sürdü. Türkiye’deki güçlü sonuç büyük ölçüde iç talepteki toparlanmayı yansıtırken, dünya ticaretine yönelik yakın dönemdeki kaygılar bu ayrışmanın devamlılığına yönelik kuşkuları artırıyor.

Hatırlanacağı üzere, 2019 üçüncü çeyrekte Türkiye ekonomisi yıllık bazda yeniden büyümeye geçerken, dış talepteki kırılganlık imalat sanayindeki toparlanmayı sınırlıyordu. Son çeyrekte ise, yurtiçi finansal koşullardaki iyileşme iç talebi desteklerken, sanayide çarkların hızlanmasını sağladı. 2019 son çeyrek genelinde, kredi genişlemesiyle birlikte imalat sanayi üretimi 2018’in aynı dönemine göre %6’lık güçlü bir artış kaydetti.

Türkiye imalat sanayinde bunlar yaşanırken, önemli bir ticaret ortağı ve üretim sürecinde girdi sağlayıcısı olan Almanya’da imalat sanayinde ise, üçüncü çeyrekte daralma bir miktar hız kesmişti. Son çeyrekte ise yeniden ivme kaybetmeye devam etti ve bu dönemde Türkiye’nin aksine yıllık bazda %5,8 daraldı.

Ocak ayına ilişkin açıklanan öncü veriler ise Türk ve Alman imalat sanayinde uyumlu bir seyrin yeniden başlayıp başlamayacağına yönelik net bir işaret vermiyorlar. Türkiye’de imalat sanayi PMI Aralık’taki 49,5’ten Ocak’ta 51,3’e yükselerek bir buçuk yıl sonra tekrar büyüme evresine çıktı. Almanya’da ise imalat sanayi PMI 43,7’den 45,3’e çıkarak daralmanın sürmekle birlikte bir miktar hız kestiğini gösterdi.

Bununla birlikte, Çin’de yaşanan Kovid-19 virüs salgını, Türkiye’nin ihracatı ve dolayısıyla imalat sanayi performansı açısından orta vadede daha karmaşık bir görünüm sunuyor. Salgının insani ve iktisadi etkileri belirsizliğini korusa da son günlerde dile getirildiği üzere, Çin’den Avrupa’ya satılan bazı ürünlerde talebin Türk ürünlerine yönelmesi durumu söz konusu olabilir. Tekstilin yanında, üretim ve tedarik süreçleri nispeten esnek ve Avrupa pazarlarında rekabet eden başka Türk ürünlerine de ilave bir talep gelmesi beklenebilir.

Öte yandan, Çin’deki sorunların derinleşmesi bazı Türk imalatçı firmaların ürünlerine talebin zayıflaması olarak da karşısına çıkabilir. Çünkü son yıllarda Almanya ile Çin arasında gelişen ticaret dolaylı olarak Türkiye’de ekonomik faaliyet açısından önemli hale geldi. Çin’de beklenen ivme kaybı, ilk olarak Alman ürünlerine, sonrasında ise Türk imalat sanayi ürünlerine olan talebi zayıflatabilir.

TCMB İktisadi Yönelim Anketi’nin detayları son dönemde imalat sanayi üretiminin ana belirleyicisinin iç siparişler olduğunu ortaya koyarken orta vadede ihracat siparişlerinin de önemli olduğunu gösteriyor. Yaptığımız analizler, finansal koşulların yanında hem iç piyasadan hem de dış piyasadan alınan siparişlerin imalat sanayi üretimi üzerinde anlamlı ve neredeyse eşit etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, iç talepteki toparlanma Türk imalat sanayi için olumlu olmakla birlikte, yakın dönemdeki güçlü performansın sürdürülebilirliği için orta vadede dış talebin daha önemli olduğunu görüyoruz.