search
Can Hakyemez
Can Hakyemez
Diğer Yazıları

Viyana sonrası petrol piyasası

2018 yılında petrol dünyasında genel olarak neler yaşandı, hep birlikte hatırlayalım: Öncelikle Venezuela’da büyüyen siyasi kriz, ABD’nin İran ile olan nükleer anlaşmasından çekilme kararı (ve buna bağlı olarak Kasım ayından itibaren İran’a uygulanmaya başlanan kısmi ambargo), Katar’ın Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nden (OPEC) ayrılma kararı ve son olarak Aralık ayı başında Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenen OPEC+ (15 OPEC üyesi ve OPEC üyesi olmayan 10 petrol ülkesi) toplantısında alınan üretim kısıntısı kararı öne çıkan gelişmeler oldu.

 

Venezuela ve İran neden önemli? Venezuela, dünyada en yüksek ispatlanmış petrol rezervlerine sahip ülkedir. İran ise ispatlanmış rezervlerde Suudi Arabistan’ın ardından üçüncü sırada yer almaktadır. BP Dünya Enerji İstatistiksel Görünümü (2018) Raporu’na göre 2017 yılında toplam ispatlanmış petrol rezervlerinin %17,9’u Venezuela’nın, %9,3’ü İran’ın sınırları içindedir. Toplamda %27,2’lik ispatlanmış petrol rezervine sahip olmalarına rağmen bu iki ülkenin yıllık toplam ham petrol üretimdeki payı %7,7 civarında seyretmektedir (%5,4 İran ve %2,3 Venezuela).

2018 yılı boyunca ABD Başkanı Donald Trump, düşük petrol fiyatlarının Amerikan ekonomisi için önemine vurgu yaparak fiyatların baskılanması gerektiğine dair yönlendirmelerde bulundu. Ekim ayının ilk haftasında OPEC Genel Sekreteri Mohammad Barkindo, Londra’da düzenlenen Petrol ve Para Konferansı’nda yaptığı açıklamada, petrol piyasasının dengeli bir şekilde ilerlediğini, Venezuela ve İran’dan dolayı oluşacak arz azalmasının diğer ülkelerin yardımıyla üstesinden gelineceğini belirtmişti. Haziran ayında ise OPEC üyeleri ile Rusya, ham petrol üretimini 2016 yılı Kasım ayından önceki seviyelere yükseltmek konusunda anlaşmıştı. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 13 Eylül 2018 tarihli Petrol Piyasası Raporu’na göre, Ağustos ayında Libya, Irak, Nijerya ve Suudi Arabistan’ın ham petrol üretimlerindeki artış ile birlikte OPEC ham petrol üretimi günde 32,61 milyon varile ulaştı. Aynı rapora göre, bu dört ülkeden gelen ilâve üretim, İran’daki ciddi düşüş ve Venezuela’daki bir miktar düşüşü karşılayacak seviyede olmuştu.

Tüm bu gelişmelerin ardından 6-7 Aralık tarihlerinde yapılan toplantıların sonunda, OPEC üyesi ülkeler ve OPEC üyesi olmayan bazı üretici ülkeler 2019 yılının ilk 6 ayında günlük petrol üretimini toplam 1,2 milyon varil azaltma kararı aldı. Anlaşmanın detaylarına bakıldığında, OPEC üyesi 15 ülkenin toplam 800 bin varil, OPEC üyesi olmayan 10 petrol ülkesinin ise toplam 400 bin varil azaltım yapacağı görülüyor. Müzakereler sonunda yapılan açıklamada, Venezuela ve İran’ın bu kısıntıdan muaf tutulduğu, ancak daha önce muafiyet listesinde yer alan Nijerya’nın ise alınan karar doğrultusunda tekrar kısıntı yapacağı belirtildi. İran’ın muaf tutulma nedeninin ise Amerikan yaptırımlarından kaynaklanan üretim ve ihracatındaki azalma olduğu anlaşılıyor. Anlaşmaya göre Rusya’nın günlük petrol üretimini 228 bin varil ve Suudi Arabistan’ın günlük petrol üretimini 500 bin varil civarında azaltması bekleniyor. Katar’ın OPEC örgütünden ayrılmış olmasına rağmen anlaşmaya uyması da pozitif bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Çin ve ABD arasında ortaya çıkan ticaret savaşlarındaki erteleme konusu, piyasalarda 2019 yılında petrol talebinin artacağı yönünde bir beklenti doğurmakla beraber, Çin ve Hindistan gibi ülkelerdeki talep volatilitesi bu beklentiye karşı bir risk oluşturuyor.

Peki, 2019 yılında devreye girecek bu kısıntı piyasalara nasıl yansıyacak? Beklentiler doğrultusunda alınan bu kararlar ile piyasalarda istikrar sağlanması hedefleniyor. Arz-talep dengesinde ciddi oynamalar ve sürpriz gelişmeler yaşanmadığı takdirde Brent petrol fiyatının sabit bir aralıkta devam etme olasılığı çok yüksek. Venezuela ve İran’dan kaynaklanan arz açığının Suudi Arabistan petrolü ve ABD kaya petrolü ile karşılanması planlanıyor.

Tüm bunlar Türkiye’yi nasıl etkiliyor? Tabii ki Brent petrolün varil fiyatının 50-60 dolar gibi görece düşük bir mertebede seyretmesi cari açığa pozitif bir şekilde yansıyacaktır. Diğer yandan, petrol fiyatlarının arz-talep doğrultusunda dengeli bir şekilde ilerlemesi Türkiye gibi net ithalatçı olan bir ülkenin piyasalarında öngörülebilirlik açısından da oldukça önemli olacaktır.

Bundan sonraki süreçte gerçekleşecek ilk OPEC üyesi ülkeler ve OPEC üyesi olmayan petrol üreticileri toplantısı İran’a yapılan muafiyetlerin bitmesinin hemen öncesinde Nisan 2019’da gerçekleşecek. Toplantı sonrası alınacak kararlar piyasalarda ne tür değişikliklere gebe olacak, hep birlikte göreceğiz.