Petrol fiyatlarının Türkiye ekonomisine etkileri
Normal koşullarda uluslararası petrol fiyatlarının makul hızlarda düşüşünün Türkiye ekonomisinin dış ticaret ve dolayısıyla cari işlemler dengesine doğrudan ve azaltıcı yönde etki yapması beklenir. Aynı zamanda, düşen petrol fiyatının maliyetler ve akaryakıt fiyatları üzerinden enflasyonu düşürmesi öngörülür. Bununla birlikte, eğer küresel piyasalarda genel bir riskten kaçış yoksa, TL bu beklentilerle petrol fiyatlarının seyri ile göreceli daha iyi performans sergileyebilir ve enflasyon dinamiklerine ilave olumlu etki yapabilir. Böylece Türkiye, petrol fiyatının makul bir hızda gerilemesiyle daha düşük dış açık ve enflasyon ile daha uygun bir büyüme yakalayabilir. Diğer parametrelerin sabit kaldığı böyle bir durumda, petrol fiyatındaki 10 dolarlık düşüşün, Türkiye’nin ham petrol ithalatına doğrudan 1,8 milyar dolar ve yaklaşık olarak gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranla 0,2 yüzde puan azaltıcı yönde katkı yapabileceği söylenebilir. Enflasyona etkisinin hesaplanmasında döviz kurlarının seyrinin ötesinde eşel-mobil uygulamasındaki kararların da dikkate alınması gerekiyor. Geçmişte yine %10’luk petrol fiyat düşüşünün enflasyona doğrudan 0,4 yüzde puan düşürücü etkisi olabileceğini hesaplayabiliyorduk. Öte yandan, petrol fiyatında yaşanabilecek çok hızlı düşüşlerin yol açacağı dolaylı etkilerle net yansımanın yukarıdaki kadar pozitif olmayabileceğini düşünüyoruz. Çünkü petrol ihracatı yapan ülkelerin gelir kaybı, Türkiye’nin bu ülkelerle yapacağı turizm, müteahhitlik hizmetleri ve diğer dış ticaret aktivitelerini ve dolayısıyla döviz gelirlerini sınırlayabiliyor. Ayrıca bu ülkelerin gelir kaybı, uluslararası piyasalardan daha çok borçlanmaya çıkmalarına yol açabilir. Bu da Türkiye’nin borçlanma maliyetlerinde ve döviz kurunda beklenen iyileşmeleri sınırlayabilir. Böyle bir durumda petrol fiyatındaki düşüşten enflasyon da aynı ölçüde pozitif etkilenmeyebilir. Bununla birlikte, düşüş, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyeleri veya diğer üretici ülkelerin üretim artışı ve/veya yeni üreticilerin pazara girmesi (kaya gazı) gibi arz yönlü etkiler kaynaklı olduğunda farklı, şimdilerde olduğu gibi talep yönlü faktörlerden kaynaklı ve piyasalarda bir panik halinde bir fiyatlama olduğunda farklı sonuçlara yol açabiliyor. Bu nedenle içinden geçmekte olduğumuz ortamda petrol fiyatlarındaki düşüşün Türkiye ekonomisine bir takım pozitif yansımaları olabileceği gibi, orta vadede negatif yansımaları da olabileceğini hatırlatmak isteriz.
Eldeki veriler şu aşamada çok güçlü analizler yapmaya imkân vermiyor olsa da, petrol fiyatındaki bu düşük seviyelerin Türkiye’nin enerji faturası ve enflasyon dinamiklerine bir takım olumlu etkileri olabileceğini değerlendiriyoruz. Ancak toplam makroekonomik etkinin pozitif olması küresel risk iştahı ve döviz kurlarının seyrine bağlı kalacaktır. Diğer bir ifadeyle, net etkinin pozitifte kalabilmesi için petrol fiyatındaki düşüşün TL’deki değer kaybından fazla olması gerekiyor. Bununla birlikte, küresel büyümede, turizmde ve ulaştırmada yaşanacak daralmayı göz önüne aldığımızda bugünkü tablo geçmişte olduğu gibi doğrusal ilişkiler ortaya koymayabilir. Dolayısıyla, petroldeki düşüşün aynı şekilde dış denge ve enflasyona aynı ölçüde pozitif etkiler yapmayabilir.