search
Başak Toprakcı
Başak Toprakcı
Diğer Yazıları

Çanlar Kimin İçin Çalıyor?

Geride bıraktığımız 2023 yılı pek çok açıdan tarihe geçecek bir yıl oldu. Keza karşı karşıya olduğumuz ekosistem krizi açısından da benzer bir durum söz konusu(1). Yaz aylarında dünya genelinde kırılan sıcaklık rekorlarından orman yangınlarına, sellerden kuraklığa, 2023’te insanlık ekosistem krizinin olumsuz etkileriyle sıklıkla yüz yüze geldi. Birleşmiş Milletler'in Bağlantılı Felaket Riskleri (Interconnected Disaster Risks)(2) raporundan COP 28'de lansmanı yapılan Küresel Devrilme Noktaları (Global Tipping Points)(3) çalışmasına kadar gezegenimizin devrilme noktalarına ilişkin pek çok araştırma, geride bıraktığımız 2023’ün şanssız bir yılın ötesinde olduğuna işaret ediyor. Peki nedir bu devrilme noktaları?

Devrilme noktaları, aşılmaları durumunda iklim sistemlerinde hızlı, büyük ve geri döndürülmesi zor değişikliklere yol açan eşikler olarak tanımlanıyor. Bu sebeple bir devrilme noktası ilk anda göründüğünden çok daha yaygın ve büyük etkilere sebep olabiliyor. Burada dikkat çeken bir başka nokta ise bu tarz bir sistemsel değişikliği geri döndürmenin oldukça zor olması. Küresel Devrilme Noktaları çalışması, gezegenimizin 25 sisteminde bu devrilme noktalarının bulunduğunu ortaya çıkarıyor. Araştırmacılara göre günümüzde bunlardan 5 tanesi kritik eşiklerin aşılması riski ile karşı karşıya. Bu riskli sistemler; mercan resifleri, Kuzey Atlantik kutupaltı döngüsü, permafrost bölgeleri, Batı Antartika ve Grönland buzul tabakaları olarak sıralanıyor.

Eşik noktalarının nasıl işlediğini daha iyi anlayabilmek için Grönland buzul tabakalarına daha yakından bakalım. Küresel ısınmada 1,2°C seviyesine ulaştığımız şu günlerde, bu sistem bir devrilme noktasına yakın olduğuna dair sinyaller vermeye başlamış durumda. Sıcaklık artışı ile birlikte artan bu riskin sistemsel oluşu Grönland'de buzul miktarının azalmasından öte Grönland’ın tamamen buzulsuz kalması olasılığını da doğuruyor. Böylesi bir değişikliğin etkilerinin Grönland ile sınırlı kalmaması ve dünya çapında deniz seviyesinin yıllar içerisinde yaklaşık yedi metre kadar yükselmesine sebep olması bekleniyor. Bu gelişmenin doğal dengelerin yanı sıra sosyal ve ekonomik dengeler üzerinde de (örneğin potansiyel göç dalgaları ile) etkileri olacağını söyleyebiliriz.(4)

Görünen o ki tehlike çanları gezegenimiz için çalıyor. Devrilme noktalarına böylesine yakın olmamız bizler için bir uyarı niteliğinde olmalı fakat bu umutsuzluğa kapılmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Zira devrilme noktaları iklim sistemlerinde negatif olduğu kadar pozitif değişimleri de tetikleyebilir. Araştırmacılar bu pozitif devrilme noktalarının bir domino etkisi yaratabileceğine dikkat çekerken bunların tetiklenmesinin adaleti gözeten koordine bir çaba gerektireceğini vurguluyorlar. Örneğin gıda sistemlerinde pozitif devrilme noktaları, iklim değişikliği, biyoçeşitlilik ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının arasındaki sinerjiye odaklanarak tetiklenebilir. Bunun için bir fırsat gıda israfının önüne geçilmesinde yatıyor. Her yıl insan tüketimi için üretilen gıdanın 1/3’ü israf ediliyor ve bu antropojenik sera gazı emisyonlarının yaklaşık %8’ine denk geliyor. Bu durumun iyileştirilmesi gıda güvencesinin sağlanması yönünde önemli bir adım olmakla kalmayıp su stresi ve ormansızlaşma ile mücadelede de olumlu sonuçlar doğuracak. Gıda sistemlerinde pozitif devrilme noktalarını tetikleyebilecek benzer adımlar arasında ekolojik tarımın yaygınlaştırılması ve hayvansal ürünlere alternatiflerin geliştirilmesi sıralanabilir. Öyle görünüyor ki iklim sistemlerinin dengesini bozacak devrilme noktalarının önüne geçmek de, gezegenimize verdiğimiz zararı onarmaya yardımcı olacak devrilme noktalarını sağlamak da bizlerin elinde.


(1) https://earth.org/the-state-of-the-global-climate-in-2023-a-recap/

(2) https://interconnectedrisks.org/

(3) https://global-tipping-points.org/

(4) https://www.cnn.com/2023/07/20/world/greenland-ice-sheet-melt-sea-level-rise-climate

Bunlar da İlginizi Çekebilir

news
Isınan Bir Dünyada İş Gücü
12.09.2024 — 3 dk. Okuma
news
Hava Kirliliği ve Afetler
30.09.2024 — 3 dk. Okuma
Diğer Blog Yazıları