Ticaret Savaşı Kızışırsa…
ABD Başkanı Donald Trump, ülkesinin ithal ettiği çeliğe %25, aluminyuma ise %10 gümrük vergisi getireceğini açıkladı. ABD yönetimi kararın çelik sanayini korumak için alındığını belirtirken, gümrük vergisinin istihdamı artırmakta başarısız olacağı, otomotiv, havacılık, klima, bira üretimi gibi diğer pek çok sektörde girdi maliyetlerinin yükseleceği, Çin ile ticari gerilimin tırmanacağı ve “tit-for-tat” olarak adlandırılan ticaret savaşlarının başlayabileceği değerlendiriliyor. Zira Ocak ayında ithal güneş panelleri ve çamaşır makineleri üzerine konan ek vergiler Güney Kore ve Çin üreticilerinin tepkisini çekmiş, Çin yönetimi ise ABD’den ithal ettiği süpürgedarısı üzerine anti-dumping soruşturması başlatmıştı.
Trump vergilerinin gerekçesinde 1962 tarihli Ticaretin Genişletilmesi Yasası Bölüm 232’ye atıfla, ithal çelik ve alüminyumun ulusal güvenliği tehdit ettiği yönünde değerlendirmede bulunulmuştur. Örneğin, Trump yönetimi savaş uçakları üretiminde kullanılan saflıkta ülkede yalnız bir tane alüminyum döküm tesisi bulunduğunu ifade etmiştir. Açıklanan ticaret kısıtları Ticaret Bakanlığı’nın tavsiyesini aşar niteliktedir. (ABD 1983 yılından bu yana herhangi bir ürün için ticareti sınırlandırmak adına yasanın bu maddesini uygulamıyordu). Öte yandan Savunma Bakanlığı açıklamalarına göre, çelik ve alüminyumda yerli üretimin sadece %3’ü (2,5 milyon metrik ton) Amerikan ordusunun ihtiyaçlarının karşılanması için yeterli durumdadır. Bu vergilerden istisna tutulacak ülkeler olup olmadığı ise henüz bilinmiyor.
2002 Mart ayında Bush yönetimi çelik ithalatına uygulanan vergileri yükseltmişti. Kasım 2003’te Dünya Ticaret Örgütü (WTO) uygulanan tarifenin haksız olduğuna hükmetmiş ve karardan dönülmemesi durumunda iki milyar dolarlık tazminat ödeneceğine hükmetmişti. Bush yönetimi ısrarcı olunca, AB yönetimi siyasi hassasiyeti bulunan eyaletlere dair (Florida portakalı ve Michigan çıkışlı otomobiller) yaptırımlar ile ABD’yi tehdit etmiş, George W. Bush Aralık 2003’te geri adım atmıştı. Tarife artışına müteakip olarak ABD’de çelik üretimi 2002 yılı içinde yükselmiş, ancak sene sonuna doğru üretim yavaşlamaya başlamıştı. Robert Read, World Economy (2005) makalesinde tarife artışlarının ABD milli gelir ve istihdamını düşürdüğünü ortaya koymuştur.
2009 Eylül ayında Obama Çin’den yapılan lastik ithalatına %35 vergi koymuştu. Başkan, bu vergi sonrasında binin üzerinde istihdam sağlandığını açıklamıştı. Ancak Peterson Institute for International Economics araştırmacıları Gary Clyde Hufbauer ve Sean Lowry tarafından yazılan 2012 tarihli makalede lastik sektöründe yaratılan azami 1.200 istihdama karşılık perakende sektörlerinde 3.731 kişinin işini kaybettiğini ve net maliyetin 1,1 milyar dolar olduğunu hesaplamışlardı. Çin’den yapılan ithalat gerilerken, Güney Kore, Tayland ve Endonezya lastiklerinin ithalatında artışlar kaydedilmişti: 2010 yılında Amerikan lastik üretimi %14 yükselirken ithalat %18 artmıştı! Uygulama 2012 yılı ikinci yarısında sona erdi.
World Steel Association raporuna göre, 2017 yılında üretilen çeliğin yaklaşık yarısı Çin kaynaklıdır. Çin’de yapılan fazla çelik ve alüminyum üretimi dünya pazarlarında bu ürünlerin fiyatların gerilemesine ve ABD’li üreticiler için marjların olumsuz etkilenmesine sebebiyet vermiştir. Ancak ABD halihazırda Çin’den yapılan çelik ve alüminyum ithalatını kısıtlamaktadır. Çin, ABD çelik pazarında 11. büyük ithalatçı iken alüminyum pazarında ise 4. büyük ithalatçı konumundadır. Bu ticaret kısıtlarının daha çok Kanada gibi ABD’nin büyük ticaret ortağını etkileyeceği düşünülmektedir.