search

Yoksullukla Mücadeleye Nobel Ekonomi Ödülü

Nobel Ekonomi Ödülü bu yıl Abhijit Banerjee, Esther Duflo ve Michael Kremer isimli 3 ekonomiste verildi. Her ne kadar Esther Duflo’nun tarihte Nobel Ekonomi ödülünü kazanan 2. kadın ve en genç ekonomist olması büyük ilgi uyandırmış olsa da ödülün verilme sebebi de bir o kadar dikkat çekici: “Küresel yoksullukla mücadelede benimsemiş oldukları ‘deneysel’ yaklaşım.” Kimileri için toplumların refah düzeyini artırıcı kalkınma politikalarının dizayn edilmesi sürecinde deneysel çalışmalar yapılması ilk bakışta sosyal bilimlerin doğasına aykırı gibi görünebilir. Ancak “rastgele kontrollü deneyler” kalkınma literatüründe 2000’li yılların başından itibaren popülarite kazanan yeni bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Peki Esther Duflo ve meslektaşlarının gerçekleştirmiş olduğu rastgele kontrollü deneyler nasıl ve neden Nobel Ekonomi ödülü aldı? Duflo ve diğer araştırmacılar yerel kalkınma örgütleriyle birleşerek Etiyopya, Gana, Honduras, Hindistan, Pakistan ve Peru olmak üzere 6 farklı ülkede yüksek seviyede yoksul olarak sınıflandırılan bazı köylerde rastgele deney katılımcıları seçtiler. Seçilen yaklaşık 10 bin katılımcı, deney grubu ve kontrol grubu olmak üzere iki gruba ayrıldı. Deney grubundaki yoksul katılımcılara, detaylandırılmış bir bölgesel kalkınma programının parçası olarak hayvansal ürün üretebilecekleri koyun, keçi ve arı gibi hayvanlar teslim edildi ve hayvancılık işletmeciliği üzerine eğitim verildi. Program dahilinde katılımcılara birikimlerini saklayabilecekleri finansal kuruluşlara erişim sağlanırken, temel sağlık ve hijyen eğitimi de verildi. Yaklaşık 3 yıl boyunca süren bu kalkınma projesinin sonucunda, deney grubunda kontrol grubuna kıyasla kişi başı tüketim ve hanehalkı gelirinde, politik katılımda ve kadınların karar alma mekanizmalarına katılımında artış gözlendi. Bununla birlikte katılımcıların fiziksel ve ruhsal sağlığında da gelişmeler kaydedildi. Yoksullukla mücadelede, yerel kalkınma programlarının çok yönlülüğü ile başarıya ulaşabileceğini kanıtlayan bu deneysel çalışma Nobel Ekonomi ödülüne işte tam da bu sebeple layık bulundu.

Yaklaşık 736 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve bu küçük. Bununla birlikte, kadın ve erkeklerin yoksulluk oranları yaş gruplarına göre karşılaştırıldığında, kadınların erkeklere kıyasla daha yüksek oranda yoksulluk sınırının altında yer aldığı göze çarpmakta (Şekil 1). Bu nedenle, yoksullukla mücadelenin yalnızca gelir ve refah üzerine değil, kadın ve çocuk bireylerin toplum içerisinde eşitlik kazanmaları açısından da önemli etkileri bulunmakta. Bahsedilen refah artışı ve eşitlik motivasyonları düşünüldüğünde, yoksullukla mücadeleyi esas alan veri temelli politika dizaynı üzerine yapılan çalışmaların Nobel gibi prestijli bir ödül komitesinin gündemine oturması bir sürpriz değil.


Kaynaklar

World Bank. 2018. Poverty and Shared Prosperity 2018: Piecing Together the Poverty Puzzle. Washington, D.C.: World Bank Group. Munoz Boudet, Ana Maria; Buitrago, Paola; Leroy De La Briere, Benedicte; Newhouse, David Locke; Rubiano Matulevich, Eliana Carolina; Scott, Kinnon; Suarez Becerra, Pablo. 2018. Gender differences in poverty and household composition through the life-cycle: a global perspective. Policy Research working paper; no. WPS 8360. Washington, D.C.: World Bank Group.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Diğer Blog Yazıları